3-Al-i İmran Suresi 130. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ey imân edenler! Ribayı kat kat arttırılmış olarak yemeyiniz. Ve Allah Teâlâ´dan korkunuz ki, siz felâha erdirilmiş olabilesiniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ey imân edenler!. Faizi kat kat arttırılmış olarak yemeyiniz. Ve Allah Teâlâ d an korkunuz ki, kurtuluşa erdirilmiş olabilesiniz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler de düşmanlarına karşı cihat ile emredilmiş olan m üs I (im an I ara nef isleriyle de cihadda bulunarak ribâ gibi haram olan şeylerden kendilerini korumalarını hatırlatmakta, onlara selamet ve kurtuluşa vesile olan hareket farzını göstermektedir. Şöyle ki: (Ey imân edenler) ey Cenâb-ı Hak'kın varlığına, birliğine İman ve bütün emirlerine, yasaklarına boyun eğmenin lüzumuna inanmış olan müslümanlar! (Ribayı) faizi (kat kat attırılmış olarak) alıp (yemeyiniz) cahiliyet devrine ait, öyle insafsızca bir muamelede asla bulunmayınız. (Ve Allah Teâlâ'dan korkunuz) onun bütün emirlerine, yasaklarına riayet ederek faiz gibi yasakları işlemeyiniz. (Ki, siz) ey müslümanlar!. (Felaha) aslı selâmet ve saadete Allah tarafından (erdirilmiş olabilesiniz) öyle bir saadete lâyık olmak ve kavuşturmak için Cenab'ı Hak'tan korkmak, onun dinî hükümlerine muhalefet etmemek lâzımdır.
§ Bu âyeti kerime, cahil iye zamanında faiz usulünü bildirmektedir. Şöyle ki: O zaman bir şahıs, diğer bir şahısa meselâ bir miktar faiz ile ve bir sene müddetle yüz lira ödüne verirdi. Müddeti biter de bu borç verilemezse borç verenin talebi üzerine borçlu, bu borcun miktarını meselâ ikiyüz liraya yükseltmekle bir sene daha üzerinde bulundururdu. Böyle seneler geçtikçe bu miktar artırılırdı. İşte bu âyeti kerime ile bu cahil iye âdeti çirkin görülerek müslümanlar böyle bir muameleden men edilmişlerdir. Yoksa böyle bir vakâyi ifade eden bu âyeti kerime kat kat olmayan bir faizin caiz olduğu mânasını taşımaz. Belki böyle bir cahil iye muamelesinin pek insafsızca olduğuna işaret etmektedir. Yoksa faiz, az olsun çok olsun mutlak olarak haramdır.
Meselâ: Elindeki bir silâh ile ona buna saldırıp duran bir şahsa hitaben sen böyle bir silâh ile ona buna saldırıp durma denilse, o şahsa silâhsız olarak saldırmağa müsaade edilmiş olmaz. Belki bu hareketinin fenalığına işaret edilerek mutlak olarak o, bu tecavüzden men edilmiş olur. Maamafili bu âyeti kerime, Mekke'i Mükerreme'de nazil olmuştur. Sonra Medine'i Münevverede de faiz hakkında birçok âyet nazil olmuş, mutlak olarak faizin haram olduğu, borçludan yalnız ana paranın alınması lâzım geleceği beyan olunmuştur. Bakara sûre-indeki faiz âyetlerinin tefsirine bakınız.
|