18-Kehf Suresi 44. Ayeti Kerime Mealleri |
A. GÖLPINARLI : |
İşte bu makamda yardım ve nusret, ancak Allah´ındır ve ona itâat, hem mükâfat bakımından daha hayılıdır, hem son bakımından daha hayırlı. |
ADEM UĞUR : |
İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah´a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O´dur. |
ALİ FIKRİ YAVUZ : |
İşte bu halde, yardım ve hâkimiyyet, hak olan Allah’a mahsustur. O, mükâfatça da hayırlıdır, âkıbetçe de hayırlıdır. |
BEKİR SADAK : | Iste burada kudret ve hakimiyet, varligi gercek olan Allah´indir. Mukafatlandirma bakimindan hayirli olan da, sonuclandirma yonunden hayirli olan da O´dur. * |
CELAL YILDIRIM : |
İşte burada sâhiblilik, kuvvet ve yardım Hakk olan Allah´a aittir. O sevabca da, cezaca da (en âdil) en hayırlıdır. |
DİYANET : |
İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olan Allah’a mahsustur. O’nun mükâfatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç da daha hayırlıdır. |
DİYANET VAKFI : |
İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah´a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O´dur. |
DİYANET İSLERİ : |
İşte burada kudret ve hakimiyet, varlığı gerçek olan Allah'ındır. Mükafatlandırma bakımından hayırlı olan da, sonuçlandırma yönünden hayırlı olan da O'dur. |
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): |
İşte burada velâyet elhak, Allahındır, o sevabca da hayır, ukbaca da hayırdır |
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : |
İşte burada hakimiyet gerçekten Allah´ındır. O sevapça da daha hayırlıdır, sonuçça da daha hayırlıdır. |
GÜLTEKİN ONAN : |
İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Tanrı´ya aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır. |
H. BASRİ ÇANTAY : |
İşte bu makamda (ve bu halde) nusret ve haakimiyyet, hak olan Allahındır. O, sevabca da hayırlı, aakıbetce de hayırlıdır. |
MUHAMMET ESED : |
İşte bunun içindir ki, koruyucu, kayırıcı güç bütünüyle, tek ve gerçek Tanrı olan Allah´a aittir. Hak edilen karşılığı vermekte de, sonucun ne olacağını belirlemekte de en iyi olan O´dur. |
Ö NASUHİ BİLMEN : |
Böyle bir vaziyette velâyet, ancak hak olan Allah´a mahsustur. O sevapca en hayırlıdır ve akibetce de en hayırlıdır. |
SUAT YILDIRIM : |
Öyle bir yerde himaye ve yardım, sadece hak ve hakikatin ta kendisi olan Allah’a mahsustur. En iyi mükâfatı da, en güzel âkıbeti de veren O’dur. |
SÜLEYMAN ATEŞ : |
İşte o durumda velilik (koruyuculuk) yalnız hak olan Allah´a mahsustur. O´nun vereceği sevâp da daha hayırlıdır, sonuç da daha hayırlıdır. |
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : |
İşte böyle bir durumda, dostluk ve koruma, hak olan Allah´tandır. O, karşılık verme bakımından da hayırlıdır, iş sonuçlandırma bakımından da hayırlıdır. |
FİZİLAL : |
İşte orada koruyuculuk ve egemenlik, varlığı «gerçek» olan Allah´ın tekelindedir. En yararlı ödül ve en hayırlı akıbet yalnız O´nun katındadır. |
İBNİ KESİR : |
İşte burada velayet, yalnız hak olan Allah´ındır. Mükafatlandırma bakımından da hayırlı olan, neticelendirme bakımından da hayırlı olan O´dur. |
TEFHİMÜL KURAN : |
İşte burda (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah´a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır. |