KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

7-A'RAF SURESI (206 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali A'raf Suresi 206  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 7/206
7-A'RAF SURESI - 206. AYET  ۩ SECDE AYETİ   Mekke
إِنَّ الَّذِينَ عِنْدَ رَبِّكَ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ ۩ -206 ۩
İnnellezıne ınde rabbike la yestekbirune an ıbadetihı ve yüsebbihune hu ve lehu yescüdun
7-A'raf Suresi 206. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Şüphe yok ki, Rabbin indinde bulunanlar, O´nun ibadetinden tekebbürde bulunmazlar. Ve O´nu tesbih ederler ve ancak O´nun için secdeye kapanırlar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Şüphe yok ki, Rab'bİn katında bulunanlar ona ibâdet etmekten kibirlenmezler. Ve onu teşbih ederler ve ancak onun için secdeye kapanırlar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Şüphe yok ki; Rab'bin katında bulunanlar) Yani! Fazilet ve şeref itibariyle Allah'a yakın olan melekler (ona) O Yüce Yaratıcıya (ibâdet etmekten kibirlenmezler.) çünkü onlar yüce bir mâhiyete sahip Cenâb-ı Hak'kın büyüklük ve yüceliğine karşı alçakgönüllü bir vaziyet almakla vasıflanmış, mübarek zatlardır. (Ve onu) O Yüce Mabudu (teşbih ederler.) onun bütün noksanlardan uzak, bütün mükemmelliklerle vasıflanmış olduğunu bilir, onu kutsayarak ve yücelterek "Subhanallahü Rabbünâ (Rabbimiz Allah'ı tenzih ve teşbih ederiz) derler. (Ve) O melekler (ancak onun için) o eş ve benzerden uzak olan Allah Teâlâ için (secdeye kapamrlar.) ona niyazda ve kullukta bulunurlar. § Bilindiği üzere Yüce Allah mekandan münezzehtir. Meleklerin Allah'ın yanında bulunmalarından maksat, onların Cenab-ı Hakka manen yakınlıklarını açıklamak, onların değer ve şerefini bildirmektir. Çünki melekler günahlardan beri dâima ibâdet ve itaatle meşgul, Cenab'ı Hak'kın lütuf ve rahmetine mazhar ve yüksek makamlara sahiptirler. Evet Melekler dâima kalben ve bedenen ibadetlerde bulunurlar. Şöyle ki: Melekler Cenab'ı Hak'ki bütün varlıklardan tenzih ederler ki, bu bir kalbî ibâdet demektir ve Cenab'ı Hak için kulluk secdesine kapanırlar ki, bu da bedenî bir ibâdettir. Meleklerin secde ettiklerini açıklamak, bizim için hoş bir işaret taşımaktadır. Şöyle ki: Onlar yüce makamları elde etmiş, dâima zikir ve fikr ile meşgul bulunmuş oldukları halde yine devamlı olarak mütevâzi bir şekilde kulluk secdesinde bulunuyorlar. Artık bizim gibi insanlar da dâima böyle secdelere kapanarak şanı yüce olan mabudumuza kullukta bulunmamız icab etmez mi?. Evet… Her kul için lâzımdır ki, Yüce Yaratıcıya dâima kalbî ve bedenî ibadetlerde, bulunsun, manen Melekler zümresine katılmış olsun. Cenab'ı Hak'kın kemâl sıfatlarını, mânâlarını bilerek kalben düşünmek, bir kalb zikridir ki, bu gaflete mâni olduğu için pek mühim bir ibâdettir. § İşbu (206) inci âyeti kerime, Kur'an'ı Kerim'deki ondört secde âyetinin birincisidir. Bu secde ayetlerinden herhangi birini okuyan veya işiten her mükellef müslüman için bir secde yapması, hanefî müctehitlerine göre vacip, diğer üç imama göre sünnettir. Tilâvet secdesi yapacak kimsenin (Gusül ve abdesti gerektiren hallerden) ve pislikten temiz olması lâzımdır. Bu secdenin hemen okunduğu ve işitildiği anda yapılması vacip olmadığından daha sonra da yapılabilir. Binaenaleyh abdestsiz bir kimse bu secde âyetini dinleyecek olsa sonra abdest alarak bu vazifeyi yapar. Tilâvet secdesi şöyle yapılır: Tilâvet secdesi niyetiyle eller kaldırılmaksızın (Allahü ekber) denilerek secdeye varılır, secdede üç kere "Sübhane rebbiyelâlâ" veya bir kere "Sübhâne rabbina inkâne vadü rabbinâ lemef'ulâ" denilerek secdeden kalkılır. Bu tekbirlerin alınması, müstâhabtir. Bir secde âyetini işiten bir mükellef, bunun secde âyeti olduğunu haber alınca kendisine secde vacip olmuş olur. Mânâsını bilmesi lâzım değildir. Fakat bir secde âyetinin başka bir lisan ile olan tercümesini işiten kimse bunu anlamasa da sadece kendisine haber verilmekle üzerine secde vacip olmaz. Imameynin (İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'in) görüşü budur. İmamı Azamın daha sonra bu görüşü kabul etmiş olduğu rivayet olunmuştur. Fakat bu secde âyetinin tercümesini okuyana mutlaka secde vâcibtir. İsterse mânâsını anlamasın, ihtiyat da bunu icab eder. Bunda ittifak vardır. Sözün özü: Allah Teâlâ Hazretlerine daima ibâdet ve itaatte bulunmak, onun verdiği nimetlere dâima şükür ederek şükür secdesine kapanmak en mühim, en kutsi bir kulluk vazifesidir. O Kerem Sahibi Mâbud, cümlemizi bu kutsal vazifeyi yerine getirmeye muvaffak buyursun. Peygamberlerin efendisinin hürmetine. Âmin.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014