KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

7-A'RAF SURESI (206 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali A'raf Suresi 157  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 7/157
7-A'RAF SURESI - 157. AYET    Mekke
الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الرَّسُولَ النَّبِيَّ الْأُمِّيَّ الَّذِي يَجِدُونَهُ مَكْتُوبًا عِنْدَهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَالْإِنْجِيلِ يَأْمُرُهُمْ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَاهُمْ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَائِثَ وَيَضَعُ عَنْهُمْ إِصْرَهُمْ وَالْأَغْلَالَ الَّتِي كَانَتْ عَلَيْهِمْ ۚ فَالَّذِينَ آمَنُوا بِهِ وَعَزَّرُوهُ وَنَصَرُوهُ وَاتَّبَعُوا النُّورَ الَّذِي أُنْزِلَ مَعَهُ ۙ أُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ -157
Ellezıne yettebiuner rasulen nebiyyel ümmiyyellezı yecidune mektuben ındehüm fit tevrati vel incıli ye´müruhüm bil ma´rufi ve yenhahüm anil münkeri ve yühıllü lehümüt tayyibati ve yüharrimü aleyhimül habaise ve yedau anhüm ısrahüm vel ağlalelletı kanet aleyhim fellezıne amenu bihı ve azzeruhü ve nesaruhü vetteveun nurallezı ünzile meahu ülaike hümül müflihun
7-A'raf Suresi 157. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: O kimseler ki, Resûle, Nebiyy-i Ümmî olana tâbi olurlar. O nebi ki, O´nu yanlarındaki Tevrat´ta ve İncil´de yazılmış bulurlar. Onlara mâruf ile emreder ve onları münkerden nehy eyler ve onlara temiz olan şeyleri helâl kılar, onların üzerine habis şeyleri de haram kılar. Ve onlardan ağır yüklerini ve üzerlerinde bulunan bağları kaldırır, artık o kimseler ki O´na imân ederler ve O´na tazîmde ve yardımda bulunurlar ve onunla beraber indirilmiş olan Nûr´a tâbi oluverirler, işte felâh bulanlar onlardan ibarettir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: O kimseler ki. Resule, ümmî peygambere tâbi olurlar. O peygamber ki, onu yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılmış bulurlar. Onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten men eder ve onlara temiz olan şeyleri helâl kılar, onların üzerine pis şeyleri de haram kılar. Ve onlardan ağır yüklerini ve üzerlerinde bulunan bağlan kaldırır, artık o kimseler ki ona imân ederler ve ona saygı gösterir ve yardımda bulunurlar ve onunla beraber indirilmiş olan nur'a tâbi oluverirler, işte kurtuluşa erenler onlardan ibarettir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime, dünyada da âhirette de güzelliklere, sevaplara kavuşacak kimselerin en seçkin özellikleri taşıyan Son Peygamber Hz. Muhammed'e tâbi olan zatlardan ibaret olduğunu şöylece bildirmektedir: (O kimseler ki,) Kendisine ilâhi vahiyle kitab verilmiş olan (Resul'e, ümmİ peygambere) hiçbir kimseden bir şey okuyup yazmamış olduğu halde yalnızca Allah'ın ilhamı ile kendisine geçmiş ve geleceğin bilgilerinin verildiği Hz. Muhammed Aleyhisselâm'a (tâbi olurlar) onun ümmetinden olmak şerefini kazanırlar. (O nebi ki) O Yüce Peygamber ki, (onu yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de) ismiyle, vasıfları ile (yazılmış bulurlar.) öyle ki, onun o kitaplarda ismi ve vasıfları yazılmış zâttan ibaret olduğunda bir şüphe bulunamaz. Zaten o kitaplarda böyle yazılı olmasaydı Hz. Muhammed Aleyhisselâm bunu iddia ederek kendisinin yalanlanmasına sebebiyet verir miydi?. O öyle şanı yüce bir Peygamberdir ki (Onlara) o imâna davet ettiği kavimlere, bütün insanlığa (iyiliği emreder) Allah Teâlâ'nın emirlerine saygı gösterilmesini, güzel inanç ve ahlâk ile vasıf lanmayı, mahlukata şefkat gösterilmesini emir ve tavsiyede bulunur. (Ve onları kötülüklerden men eder) Din ve akıl yönünden çirkin olan şeylerden, güzel itikada, ahlâk ve insaniyete aykırı hareketlerden men'etmeye çalışır. (Ve onlara temiz olan şeyleri helâl kılar) Vaktiyle İsrail oğullarına bir ceza olarak haram kılınmış olan bazı temiz şeylerin ve diğer lezzetli, faydalı, yaratılışa uygun nimetlerin bu müslüman millete helâl olduğunu bildirir. (Onların üzerine) Kan, şarap, domuz eti, faiz ve rüşvet gibi (pis) temiz olmayan, zararlı (şeyleri de haram kılar.) bunlardan onları men eyler. (Ve onlardan ağır yüklerini ve üzerlerinde bulunan bağlan kaldırır.) Onları mükellef bulunmuş oldukları meşakkatli şeyleri Allah'ın müsaadesiyle bertaraf eder. Meselâ: İsrail oğulları, tövbelerinin kabulü için kendilerini öldürmekle mükellef idiler, kasten olsun, hatâ yoluyla olsun yapılan bir öldürmeden dolayı mutlaka kısas icrası lâzımdı, ganimet mallarını yakmaları icab ederdi. Cumartesi günü alışverişte bulunulması, haram idi. Namaz kılarken ellerini boğazlama bağlayarak tutsakça bir vaziyet almaları adet idi. İşte bütün bu gibi ağır hükümler, Muhammedin şeriatıyla kaldırılmıştır, iptal edilmiştir, yerlerine en hafif hükümler konulmuştur. (Artık o kimseler ki ona) O yedi yüksek vasfı bu âyeti celile ile bildirilen Son Peygamber Hz. Muhammed'e (imân eder ve ona saygıda) hürmette ve düşmanlarına karşı kendisine (yardımda bulunurlar ve onunla) O Yüce Peygamber'in peygamberliği ve risâletiyle beraber (indirilmiş olan nur'a) Kur'an'ı mübin'e kalbleri aydınlatan, şüphe ve cehalet karanlığından kurtaran o nurlandırıcı kitab'a (tâbi oluverirler) onun hükümlerine riâyette bulunurlar, (işte kurtuluşa erenler) Dünyada ve âhirette güzel isteklerine kavuşanlar (onlardan) o imân eden ve saygıda bulunan zatlardan (ibarettir.) İsrail oğullarından Abdullah Ibni Selâm, Hıristiyanlardan Tamimüddar'i lAllah onlardan razı olsunl bu cümledendir. Binaenaleyh böyle hakikî, ebedî bir selâmet ve saadete kavuşmak için Son Peygamber olan Hz. Muhammed Aleyhisselâm'ın davetine uymaktan başka çare yoktur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014