KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

7-A'RAF SURESI (206 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali A'raf Suresi 168  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 7/168
7-A'RAF SURESI - 168. AYET    Medine
وَقَطَّعْنَاهُمْ فِي الْأَرْضِ أُمَمًا ۖ مِنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذَٰلِكَ ۖ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ -168
Ve katta´nahüm fil erdı ümema minhümüs salihune ve minhüm dune zalike ve belevnahüm bil hasenati ves seyyiati leallehüm yarciun
7-A'raf Suresi 168. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve onları yeryüzünde parça parça ümmetler kıldık. Onlardan sâlih kimseler vardır. Ve onlardan onun dûnunda kimseler de vardır. Ve onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik, tâ ki (fenalıklarından) dönüversinler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve onları yeryüzünde gurup gurup ümmetler kıldık. Onlardan iyi kimseler vardır. Ve onlardan bundan aşağıda olan kimseler de vardır. Ve onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik, tâki -kötülüklerinden- dönüversinler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve) Cenâb-ı Hak, buyuruyor ki, biz (onları) O İsrail oğullarını (yeryüzünde gurup gurup kıldık.) muhtelif yerlere dağılmış, şan ve şereften mahrum kalmış oldular. (Onlardan iyi kimseler vardır.) Akıllıca hareket etmiş; hakikati görmüş, Islâmiyete kavuşmuşlardır. (Ve onlardan) O kavmin fertlerinden (onun) durumunu düzeltmenin (dışında) kalmış (kimseler de vardır.) onlar durumlarını ıslah etmekten mahrum, küfr ve isyana düşkün bir halde kalmışlardır. (Ve onları) O kavmi, onların iyi olanlarını da, olmayanlarını da (iyiliklerle) afiyetle, rahat geçimle (ve kötülüklerle) zulümle, şiddet ile, esaret ile (imtihan ettik.) kendileri İçin bir uyanışa vesile olmak üzere haklarında vakit vakit böyle muamelelerde bulunduk. (Tâki -kötülüklerden - dönüversinler.) Kusurlarından tevbe edip af dilesinler, kavuştukları nimetlere şükrederek düzgün bir şekilde yaşasınlar. Onlar böyle haklarında tecelli eden ilâhi takdirlerden bir ibret dersi almadıkları takdirde sonsuza kadar felâketlere mâruz kalırlar. Yavaşça azaba yaklaştırmak ve bir imtihan olmak üzere nail oldukları geçici nimetler ellerinden çıkar, büsbütün perişanlıklar içinde kalır dururlar. Artık öyle geçici bir varlığa böbürlenmek asla doğru olamaz.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014