KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

7-A'RAF SURESI (206 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali A'raf Suresi 176  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 7/176
7-A'RAF SURESI - 176. AYET    Mekke
وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَٰكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الْأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ ۚ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِنْ تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ ۚ ذَٰلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۚ فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ -176
Ve lev şi´na le rafa´nahü biha ve lakinnehu ahlede ilel erdı vettebea hevah fe meselühu ke meselil kelb in tahmil aleyhi yelhes ev tetrukhü yelhes zalike meselül kavmillezıne kezzebu bi ayatina faksusıl kasasa leallehüm yetefekkerun
7-A'raf Suresi 176. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve eğer Biz dileseydik onu o âyetler ile yükseltirdik. Fakat o dünyaya meyletti ve hevâsına tâbi oldu. Artık onun meseli, o köpeğin meseli gibidir ki, üstüne varırsan dilini çıkarır solur veya terketsen yine dilini uzatır solur. İşte bu, âyetlerimizi tekzîp eden kavmin meselidir. Artık sen kıssaları hikaye et, belki onlar düşünüverirler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve eğer biz dileseydik onu o âyetler ile yükseltir idik. Fakat o dünyaya meyletti ve arzusuna tâbi oldu. Artık onun durumu, o köpeğin durumu gibidir ki, üstüne varırsan dilini çıkarır solur, veya terketsen yine dilini uzatır solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumudur. Artık sen kıssaları hikâye et, belki onlar düşünüverirler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Hak Teâlâ Hazretleri böyle bir şahsın hâlini izah etmek için buyuruyor ki: (Ve eğer bîz dilese idik onu) O kendisine âyetlerimizi vermiş olduğumuz kimseyi (o âyetler ile) onlar ile amel etmesi sebebiyle (yükseltir idik.) onu o âyetler ile yüce makamlara kavuştururduk. (Fakat) O öyle bir saadete kabiliyet gösteremedi bilâkis (o dünyaya meyletti) dünya varlığını seçerek dine aykırı harekette bulundu, (arzusuna tabî oldu.) O mübarek âyetlerden yüz çevirdi, dinden dönerek aşağıların aşağısına düşüverdi. (Artık onun durumu) Garip sıfatı (o) hayvanların en sefili, pintisi olan (köpeğin durumu gibidir ki, üstüne varsan) onu defetsen ve kovsan (dilini çıkarır solur) böyle çirkin bir vaziyet alır (veya terketsen) onu kendi hâline bıraksan o (yine dilini uzatır solur.) onun hâli dâima böyle rezilcedir. O rahat zamanında da, zahmet hâlinde de böyle korkunç bir vaziyetten kurtulamaz. (İşte bu) Köpek misali, o nefret vereceği vaziyet (âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumudur.) o kavim vaktiyle Tevrat'ta Son Peygamber Hz. Muhammed'in vasıflarını görmüş, onun ortaya çıkacağını başkalarına müjdelemişlerdi. Ne zaman ki, O Yüce Peygamber gönderildi, dünya ihtirasına mağlûp olarak onu inkâra cür'et ettiler. Bunlar öyle kimselerdir ki, bir nîmete nail olaslar da olmasalar da yine o çirkin vaziyetten kendilerini kurtaramazlar. (Artık) Resulüm!, (sen kıssayı) Tevrat'ta yazılı bulunan Hz. Muhammed'in peygamberliğini müjdeleyen haberi, veyahut dünyalık için dini terkedenlerin çirkin bir misâl teşkil ettiğine ait olan bir örneği o inkarcılara (hikâye et.) vahy edildiği şekilde kendilerine anlat. (Belki onlar düşünüverirler.) De senin hakikî bir Yüce Peygamber olduğunu anlarlar, seçmiş oldukları sapıklıktan kurtulmalarına bir vesîle olmuş olur. Bu suretle de haklarında ilâhî delil tamam olarak artık cehaletlerini mazeret makamında ileri sürmelerine asla meydan kalmaz.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014