7-A'raf Suresi 23. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Biz kendi nefislerimize zulmettik, ve eğer bizi yarlığamaz isen ve merhamet buyurmaz isen elbette biz hüsrâna uğmışlardan oluruz.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Dediler ki: Ey Rabbimiz!. Biz kendi nefislerimize zulm ettik, ve eğer bizi bağışlamaz ve merhamet buyurmaz isen elbette biz zarara uğramışlardan oluruz. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Hz. Adem ile Havva valdemiz, ne kadar aldanmış olduklarını anlayarak hemen kusurlarını İtirafa başladılar. (Dediler ki: Ey Rabbimiz!.) Ey lütfü ve Nişanıyla terbiye edildiğimiz kerem sahibi Yaratıcımız!. (Biz kendi nefislerimize zulm ettik) Yasak olan bir harekette bulunarak kendimizi azaba uğratmış olduk, (ve eğer bizi) Şu işlediğimiz günahtan dolayı (yari ı gam az) affetmez ve bağışlamaz (isen ve) bize (merhamet buyurmaz) bizi ilâhî lûtfuna kavuşturmaz (isen elbette biz hüsrana) dünyada zarar ve ziyana (uğramışlardan oluruz.) artık bizi affet, mağfiretine, merhametine ulaştır ey kerem ve merhamet sahibi mabudumuz!.
§ Adem Aleyhisselâm, Allah'ın emrine kasden muhalefet etmiş değildi. Yapmış olduğu, daha iyi olanı terketmek kâbilindendi ve bu bir unutma neticesi idi. Allah'ın adına yalan yere yemin edilemiyeceğine inanıp şeytanın vesvesesine aldanmıştı. Bu husustaki ilâhî yasağın, haram kılmak için değil, yasak olan ağaca yaklaşmayı terketmenin daha iyi olacağına ilişkin bir yasak olduğuna kanaat getirmiş olması da düşünülebilir. Maamafih Allah'ın bu yasağı zamanında Hz. Adem henüz peygamberlik vasfına sahip değildi, bu muhalefet kendisinden, peygamberlikten önce sâdır olmuştur. Ancak öyle büyük zatların kendilerinden çıkacak ufak kusurları bile büyük görerek Allah'ın affına sığınmaları âdettir.
Bununla beraber bu âyeti kerime şunu da gösteriyor ki: Mutlak surette vuku bulan yasakları, haram kılmak içindir. Hz. Adem'in bu kıssası için Bakara süresindeki (340) inci âyeti celilenin tefsirine de bakınız!
|