7-A'raf Suresi 131. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Fakat onlara güzellik gelince, «Bu bizim hakkımızdır» dediler. Onlara bir kötülük isabet ederse Mûsa ile ve O´nunla beraber olanlar ile teşe´ümde bulunurlardı. Haberiniz olsun ki, onların şeameti ancak Allah tarafındandır. Fakat onların pek çokları bilmezler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Fakat onlara güzellik gelince bu bizim hakkımızdır dediler. Onlara bir kötülük isabet ederse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Haberiniz olsun ki, onların uğursuzluğu ancak Allah tarafındandır. Fakat onların pek çokları bilmezler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
(Fakat onlara) O Firavn kavmine (güzellik) bolluk, hayırlı bir durum (gelince) bunun Allah'ın bir lütfü olduğunu düşünmediler (bu bizim hakkımızdır.) dediler. Kendilerini, ona lâyık gördüler. Onun ilâhî bir lütuf olduğunu, bir şükür ve uyanmaya vesîle bulunduğunu takdir edemediler. Bilâkis (Onlara bir kötülük) bir kıtlık ve pahalılık (isabet ederse) o zaman bu kendi kusurlarının bir cezası olduğunu idrâk edemeyip (Musa ile ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı.) onların yüzünden bizim başımıza bu belâlar geldi derler, kendi kusurlarını hiç düşünmezlerdi. (Haberiniz olsun ki onların) O Firavn kavminin başlarına gelen felâketler (ancak Allah tarafındandır.) Cenâb-ı Hak'kın kaza ve takdirine dayanmaktadır, onların kötü hareketlerinin bir cezasıdır. (Fakat onların bir yoklan) Bu hakikati (bilmezler.) kendi bâtıl kanaatlerinde devam ederler. Hâllerini düzeltmeye çalışarak bu gibi felâketlerden kurtulmak istemezler. Hâlbuki, güzelce düşünmek kabiliyetinde bulunan bir insan, bir nîmete kavuşursa onun ilâhî lütuf olduğunu bilir, Cenâb-ı Hak'ka şükür eder, ona itaate devam eyler. Bir musibet gelince de onun bir hikmete dayalı
olduğuna inanır, hâlini düzeltmeye çalışır, Cenab'ı Hak'kın affına, korumasına sığınır. İşte kulluk vazifesi bundan ibarettir.
|