KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ

5-MAIDE SURESI (120 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120
Maide Suresi 13 Ayet ve Mealleri
5-MAIDE SURESI - 13. AYET    Medine
فَبِمَا نَقْضِهِمْ مِيثَاقَهُمْ لَعَنَّاهُمْ وَجَعَلْنَا قُلُوبَهُمْ قَاسِيَةً ۖ يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِهِ ۙ وَنَسُوا حَظًّا مِمَّا ذُكِّرُوا بِهِ ۚ وَلَا تَزَالُ تَطَّلِعُ عَلَىٰ خَائِنَةٍ مِنْهُمْ إِلَّا قَلِيلًا مِنْهُمْ ۖ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاصْفَحْ ۚ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ -13
Fe bima nakdıhim mısakahüm leannahüm ve cealna kulubehüm kasiyeh yüharrifunel kelime ammevadııhı ve nesu hazzam mimma zükkiru bih ve la tezalü tettaliu ala hainetim minhüm illa kalılem minhüm fa´fü anhüm vasfah innellahe yühıbbül muhsinın
Fe bimâ nakdihim mîsâkahum leannâhum ve cealnâ kulûbehum kâsiyet(kâsiyeten), yuharrifûnel kelime an mevâdııhî ve nesû hazzan mimmâ zukkirû bih(bihî), ve lâ tezâlu tettaliu alâ hâınetin minhum illâ kalîlen minhum fa’fu anhum vasfah innallâhe yuhıbbul muhsinîn(muhsinîne).
5-Maide Suresi 13. Ayeti Kerime Mealleri
A. GÖLPINARLI : Ahitlerini bozdukları, verdikleri sözden döndükleri için lânet ettik onlara ve kalplerini katılaştırdık. Onlar, sözlerin yerini değiştirirler, kendilerine verilen öğütten bir hisse de almazlar. Pek azı müstesna daima hainliklerini duyarsın, gene de bağışla onları, geç suçlarından. Şüphe yok ki Allah, iyilik edenleri sever.
ADEM UĞUR : Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat´ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
ALİ FIKRİ YAVUZ : Sonra bu misâklarını (ahd ve sözlerini) bozdukları içindir ki, biz, onları lânetledik (rahmetimizden kovduk) ve kalblerini kaskatı ettik. Onlar, kelimeleri (Tevrat’taki Peygambere ait vasıfları ve bazı âyetleri) yerlerinden oynatarak değiştirir tahrif ederler; ve onlar, emredildikleri hakikatlerden nasîp almayı da (Peygambere iman etmeyi) terk ettiler. İçlerinden pek azı müstesna, sen, onlardan daima bir hâinliğin farkına varıp duracaksın. Böyleyken yine onlardan suçları bağışla ve aldırma; çünkü Allah, iyilik edenleri sever.
BEKİR SADAK :Sozlerini bozduklari icin onlara lanet ettik, kalblerini katilastirdik. Onlar sozleri yerlerinden degistirirler. Kendilerine belletilenin bir kismini unuttular. Iclerinden pek azindan baskasinin daima hainliklerini gorursun, onlari affet ve gec. Allah iyi
CELAL YILDIRIM : Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları lanetledik, kalblerini de kaskatı yaptık. Kelimeleri (asıl konuldukları) yerlerinden oynatıp değiştirirler. Uyarıldıkları hususlardan nasiplerini unuttular. İçlerinden pek azı müstesna, onlardan sürekli olarak hainlik görürsün. (Bununla beraber) sen onları affet ve (geçmiş kusurlarından) geç.. Şüphesiz ki Allah iyilikte bulunan yararlı kişileri sever.
DİYANET : İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lânetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah, iyilik yapanları sever.
DİYANET VAKFI : Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat´ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
DİYANET İSLERİ : Sözlerini bozdukları için onlara lanet ettik, kalblerini katılaştırdık. Onlar sözleri yerlerinden değiştirirler. Kendilerine belletilenin bir kısmını unuttular. İçlerinden pek azından başkasının daima hainliklerini görürsün, onları affet ve geç. Allah iyilik yapanları şüphesiz sever.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): Sonra bu misaklarını nakzettikleri içindir ki biz onları lâ´netledik ve kalblerini kas katı ettik, kelimeleri yerlerinden oynatarak tahrif ederler, ıhtar edildikleri hakikatlerden hazz almayı unuttular, içlerinden pek azı müstesna olmak üzere onlardan daima bir hainliğe muttali´ olur durursun, yine sen onlardan afvet ve aldırma, çünkü Allah ihsan edenleri sever
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : Sonra bu sözleşmelerini bozmaları yüzünden, Biz onları lanetledik ve kalplerini kaskatı ettik. Onlar, kelimeleri yerlerinden oynatarak değiştirirler, uyarıldıkları gerçeklerden paylarını almayı unuttular. İçlerinden pek azı dışında, onlardan sürekli bir hainlik görürsün, yine de sen, onları affet ve aldırma! Çünkü Allah, iyilik yapanları sever.
GÜLTEKİN ONAN : Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet görürsün. Yine de onları affet, aldırış etme. Kuşkusuz Tanrı iyilik yapanları sever.
H. BASRİ ÇANTAY : (Buna rağmen) onlar (verdikleri) o kat´î te´mînâtı çözüb bozmuş oldukları içindir ki biz kendilerini rahmetimizden koğduk, kalblerini kaskatı yapdık. Onlar kelimeleri (Allah tarafından) konulan yerlerinden (kaldırıb) değişdirirler. Onlar nasıyhat ve ihtaar edildikleri şeylerden (hakıykatlerden) bir nasıyb almayı da unutdular. İçlerinden birazı müstesna olmak üzere sen, onlardan dâima bir haainliğe muttali olub duracaksın. Sen yine onların suçundan geç, aldırış etme. Şübhe yok ki Allah, iyilik edenleri sever.
MUHAMMET ESED : Daha sonra, kesin taahhütlerinden caydıkları için onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık; (öyle ki, şimdi) onlar, (vahyedilmiş) sözleri, asıl bağlamlarından kopararak çarpıtıyorlar; ve onlar, akıllarından çıkarmamaları emredilen şeylerin çoğunu unutmuşlar; birkaçı dışında onların hepsinden daima ihanet göreceksin. Ama onları bağışla ve (yaptıklarına) katlan: şüphe yok ki Allah iyilik yapanları sever.
Ö NASUHİ BİLMEN : Sonra ahdlerini bozmaları sebebiyle onlara lânet ettik, ve kalblerini kaskatı yaptık, onlar kelimeleri mevzilerinden tağyir ederler. Ve tezkir olundukları şeylerden bir nâsib almayı da unutmuş bulunurlar. Ve onlardan birazı müstesna olmak üzere daima bir hainliğe muttali olursun. Maahaza onlardan affet, iğrazda bulun, şüphe yok ki, Allah Teâlâ muhsin olanları sever.
SUAT YILDIRIM : İşte o Yahudileri, verdikleri kesin sözü bozduklarındandır ki lânetledik, onların kalplerini katılaştırdık. Böylece onlar kelimeleri yerlerinden oynatarak tahrif ederler. Kendilerine tebliğ edilen hususlardan pek çoğunu unuttular. Onların pek azı hariç olmak üzere, onlar tarafından devamlı olarak hainlik görürsün. Yine de sen onları affet, aldırma. Çünkü Allah iyilik edenleri sever.
SÜLEYMAN ATEŞ : Sözlerini bozdukları için onları la´netledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Kendilerine öğütlenen şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, dâimâ onlardan hâinlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma, çünkü Allâh güzel davrananları sever.
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : Sonunda, verdikleri mîsakı bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kaskatı yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah güzellik sergileyenleri sever.
FİZİLAL : Verdikleri sözlerden caydıkları için onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin anlamlarını değiştirirler, kendilerine verilen öğütlerin başlıcalarını unuturlar. Pek azı dışında, onlardan sürekli ihanet görürsün. Yine de onları bağışla, yaptıklarına aldırış etme. Hiç şüphesiz Allah iyi davrananları sever.
İBNİ KESİR : Ahidlerini bozmalarından ötürü onlara la´net ettik, kalblerini de katılaştırdık. Onlar, kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Kendilerine öğretilenlerin bir kısmını unuttular. İçlerinden pek azı müstesna daima hainliklerini görürsün. Sen; onları affet ve geç. Muhakkak Allah; ihsan edenleri sever.
TEFHİMÜL KURAN : Sözlerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet görür durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik yapanları sever.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014