KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

6-EN'AM SURESI (165 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali En'am Suresi 69  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 6/69
6-EN'AM SURESI - 69. AYET    Mekke
وَمَا عَلَى الَّذِينَ يَتَّقُونَ مِنْ حِسَابِهِمْ مِنْ شَيْءٍ وَلَٰكِنْ ذِكْرَىٰ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ -69
Ve ma alellezıne yettekune min hısabihim min şey´iv ve lakin zikra leallehüm yettekun
6-En'am Suresi 69. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve muttakî olanların üzerine onların hesabından bir şey yoktur. Fakat bir öğüttür, olabilir ki, onlar sakınırlar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve takva sahiplerinin üzerine onların hesabından bir şey yoktur. Fakat bir öğüttür, olabilir ki, onlar sakınırlar.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve takva sahibi olanların) Yani: Öyle Kur'an ile alay eden inkarcı bir kavmin o pek çirkin, rezil hâllerinden kaçınan mü'minlerin, (üzerine onların) o inkarcıların (hesabından bir şey yoktur.) onların hesaplarını vermeye tâbi olacakları günahları sorumluluğundan o takva sahibi kullar uzaktırlar. (Fakat) O takva sahibi kullar üzerine bir vazîfe düşer ki o da (bir öğüttür) yani: O inkarcılara hareketlerinin ne kadar çirkin ve azabı gerektiren bir şey olduğunu söyleyerek onları mümkün mertebe o hareketlerinden menetmeye gayret etmekten ibarettir, (olabilir ki, onlar) O inkarcılar böyle güzel bir öğüt tesiriyle uyanarak o yaptıkları çirkin hareketlerinden, o kötü sözlerinden (sakınırlar.) Allah'ın âyetleri hakkındaki alaycı lâkırdılarından vazgeçerler. § Rivayete göre (68) inci âyeti kerime nazil olunca eshabı kiram biz o inkarcılar ile beyti şerifte dâima beraber bulunuyoruz. Onlar Kur'an'ı Kerim hakkında her alay ettikçe biz yanlarından ayrılacak olsak mescidi haramda oturmaya, beyti şerifi tavaf etmeğe kadir olamayız, demişler. Bunun üzerine bu (69) uncu âyeti celîle nazil olmuştur. Buyrulmuş oluyor ki: O alaycı inkarcıların çirkin davranışlarından onlar ile bir mecliste bulunmuş olan takva sahibi mü'minler sorumlu olmazlar. Şu kadar var ki, o mü'minler, o inkarcıları mümkün mertebe irşada çalışmalıdırlar, onlara nasihatta bulunmalıdırlar. Olabilir ki, o inkarcılar, bu nasihat tesiriyle haya ederler de o rezil lâkırdılarından vazgeçerler. Velhâsıl müslümanlar için imkânlar elverdiği ölçüde iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak bir vazifedir. § Havd kelimesi, lügatte başlamak, suya dalmak manasınadır. Sonra gamerat yani şiddetli, zahmetli şeyler mânâsında kullanılır olmuştur. Ve bâtıl şeylerle uğraşmak makamında kullanılır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014