KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

6-EN'AM SURESI (165 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali En'am Suresi 107  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 6/107
6-EN'AM SURESI - 107. AYET    Mekke
وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا أَشْرَكُوا ۗ وَمَا جَعَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا ۖ وَمَا أَنْتَ عَلَيْهِمْ بِوَكِيلٍ -107
Ve lev şaellahü ma eşraku ve ma cealnake aleyhim hafıyza ve ma ente aleyhim bi vekıl
6-En'am Suresi 107. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve eğer Allah Teâlâ dilese idi onlar şirke düşmezlerdi. Ve seni onların üzerine bir muhafız kılmadık, ve sen onların üzerine bir vekil değilsin.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve eğer Allah Teâlâ dilese idi onlar şirke düşmezlerdi. Ve seni onların üzerine bir bekçi kılmadık, ve sen onların üzerine bir vekil de değilsin.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, Rasûlü Ekrem'in aleyhinde söylenilen akılsızca sözlerden ve bir takım kimselerin küfr ve şirk içinde yaşayıp durmalarından üzüntülere düşmemesi için kendisine bir teselli mahiyetindedir. Ve öyle putperest kimselerin o cahilce hareketlerinden dolayı üzülerek onlara, onların putlarına müslümanların, bir karşılığa uğramamaları için sövmemeleri tavsiye buyrulmaktadır. Şöyle ki: O müşrikler kendi kötü iradeleriyle küfr ve şirk içinde yaşamaktadırlar. Onların üzerinde ilâhî bir zorlama mevcut değildir. Cenâb-ı Hak onların küfrünü onların o irâdelerinden dolayı takdir buyurmuştur. (Ve eğer Allah Teâlâ) Onların imânını zorla (dileseydi onlar şirke düşmezlerdi.) fakat böyle bir irâde, insanlığın mükellefIyetlndekl hikmete aykırıdır. Cenâb-ı Hak, insanlığı bu imtihan sahasına getirmiş, kendilerini bir takım vazifelerle mükellef tutmuş, onları kendi irâdelerine göre imâna ve küfre sevk eylemiştir. Binaenaleyh onların şirke düşmeleri kendi kötü hareketlerinin, kabiliyetlerini kötüye kullanmalarının bir neticesidir. Artık Resulüm!. Onların hallerinden, sözlerinden dolayı üzülme (Ve seni onların üzerine bir muhafız kılmadık) Sen onları gözetmek ve korumakla mükellef değilsin. Sen ancak onlara hidâyet ve saadet yolunu göstermekle emrolunmuşsun. Sen bu vazifeni yerine getirdiğin için artık onların o kötü amellerinden sorumlu bulunmamaktasın. (Ve sen onların üzerine bir vekil de değilsin.) Sen onlara ilâhî hükümleri tebliğ etmek onları hikmetli öğütlerle irşad etmekle emrolunmuşsun. Yoksa onları o fenalıklardan zorla men etmeğe, onların işlerini bizzat idare etmek ve yönetmekle emrolunmuş değilsin. Onların düzeltmeleri uğrunda kendini üzüntüye düşürmeğe mecbur bulunmamaktasın.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014