KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

6-EN'AM SURESI (165 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali En'am Suresi 152  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 6/152
6-EN'AM SURESI - 152. AYET    Mekke
وَلَا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَتِيمِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّىٰ يَبْلُغَ أَشُدَّهُ ۖ وَأَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ ۖ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا ۖ وَإِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُوا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ ۖ وَبِعَهْدِ اللَّهِ أَوْفُوا ۚ ذَٰلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ -152
Ve la takrabu malel yetımi illa billetı hiya ahsenü hatta yeblüğa eşüddeh ve evfül keyle vel mizane bil kıst la nükellifü nefsen illa vüs´aha ve iza kultüm fa´dilu ve lev kane za kurba ve bi ahdillahi evfu zaliküm vassaküm bihı lealleküm tezekkerun
6-En'am Suresi 152. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve yetimin malına (rüştüne kadar) yaklaşmayınız, meğer ki, en güzel bir suretle ola. Ve ölçeği ve tartıyı adâlet üzere ifâ ediniz. Biz bir kimseyi halinin fevkinde birşey ile mükellef kılmayız ve söz söyleyeceğiniz zaman adâlette bulununuz, velev ki, karabet sahibi olsun. Ve Allah Teâlâ´nın ahdini yerine getiriniz. İşte size bunlar ile tavsiyede bulunmuştur. Umulur ki, düşünürsünüz, (nasihatyab olursunuz).
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve yetimin malına -rüştüne kadar- yaklaşmayınız, sâdece en güzel bir şekilde yaklaşın. Ve öldüğü ve tartıyı adalet üzere yapın. Biz bir kimseyi gücünün üstünde birşey ile mükellef kılmayız ve söz söyleyeceğiniz zaman adaletle bulununuz, isterse, yakınlarınız olsun. Ve Allah Teâlâ'ya verdiğiniz sözü yerine getiriniz. İşte size bunlar ile tavsiyede bulunmuştur. Umulur ki, düşünürsünüz, -öğüt alırsınız-.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler de uyulması gereken, ve güzel bir şekilde yerine getirilmeleri fikir ve içtihada dayanan beş nevi insanî vazifeyi beyan ve tavsiye buyurmaktadır. Ve bu nevi vazifeleri yerine getirmemenin tehlikesini bildirmektedir. Şöyle ki: Ey veliler, vasiler!, idareniz altında bulununa herhangi bir (Yetimin malına "rüştüne kadar- yaklaşmayınız.) yani: Yetim, akil baliğ, malını idareye kadir oluncaya kadar onun malını güzelce idare ediniz, o malı haksız yere sarf etmeyiniz, hattâ böyle bir maksatla yanına bile yaklaşmayınız, reşit olunca da kendisine teslim ederek o yükten kurtulunuz. (Sadece en güzel bir şekilde yaklaşın.) O malı muhafaza etmek veya verimli bir hâle getirmek için harcanması gereken miktar müstesna, onu harcayabilirsiniz, (ve ölçüğü ve tartıyı adalet üzere yapınız.) Bunları yaparken ifrat ve tefritten kaçınınız, dosdoğru adaletli bir şekilde tamamlayınız. Meselâ: Bir malınızı satarken miktarını, ağırlığını olduğundan fazla göstermeyiniz, bir malı satın alırken de o malın miktarını, ağırlığını olduğundan noksan göstermeğe tenezzül etmeyiniz, böyle hareket, adalete aykırıdır ve haramı istemeye sebeptir. Terazilere, ölçeklere hakkıyla riâyet etmelidir, bir müslüman için öyle maddi, geçici bir menfaat düşüncesiyle gerçeğe aykırı iddiada harekette bulunmak asla caiz olamaz. (Biz bir kimseyi gücünün üstünde bir şey ile mükellef kılmayız) Binaenaleyh böyle tartılan ve ölçülen şeylerde de adalete uymak, insanların gücünün üstünde değildir, bunlara uymamalarından dolayı mazur olamazlar, bunlara uymakla mükelleftirler (ve söz söyleyeceğiniz zaman) bir hadiseyi haber vereceğiniz veya bir hâdiseye hüküm ve şahitlikte bulunacağınız vakit (adaletle bulununuz) doğruluktan ayrılmayınız, doğrusu ne ise onu söyleyiniz, ona göre hüküm veriniz, şahitlikte bulununuz, (isterse ki,) Lehine veya aleyhine söyleyeceğiniz kimse (yakınlarınız.) akrabanızdan bulunsun, yine doğru söylemekten, hakka riâyetten ayrılmayınız. (Ve Allah Teâlâ'ya verdiğiniz sözü yerine getiriniz.) Böyle adalete riâyet hususundaki ve diğer dini hükümlere devam etme hususundaki emirlerine göre hareketten ayrılmayınız, dinen kabul ettiğiniz ve üzerinize almış olduğunuz vazifeleri yerine getirmeğe çalışınız. (İşte) Cenâb-ı Hak (size bunlar ile) bu ayrıntılı olarak bildirilen vazifelerle (tavsiyede bulunmuştur.) tekitli bir şekilde emir ve tenbih buyurmuştur. (Umulur ki, düşünürsünüz -öğüt alırsınız-.) Gerektirdiği şekilde amelde bulunursunuz, ona göre davranışlarınızı güzelce tanzim ederek sorumluluktan kurtulur, mükâfatlara kavuşursunuz.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014