KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

5-MAIDE SURESI (120 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Maide Suresi 110  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 5/110
5-MAIDE SURESI - 110. AYET    Medine
إِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ اذْكُرْ نِعْمَتِي عَلَيْكَ وَعَلَىٰ وَالِدَتِكَ إِذْ أَيَّدْتُكَ بِرُوحِ الْقُدُسِ تُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلًا ۖ وَإِذْ عَلَّمْتُكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَالتَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ ۖ وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ بِإِذْنِي فَتَنْفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيْرًا بِإِذْنِي ۖ وَتُبْرِئُ الْأَكْمَهَ وَالْأَبْرَصَ بِإِذْنِي ۖ وَإِذْ تُخْرِجُ الْمَوْتَىٰ بِإِذْنِي ۖ وَإِذْ كَفَفْتُ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَنْكَ إِذْ جِئْتَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ -110
İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nı´metı aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi ruhıl kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl ve iz tahlüku minet tıyni ke hey´etit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayram bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz huricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz ci´tehüm bil beyyinati fe kalellezıne keferu minhüm in haza illa sıhrum mübın
5-Maide Suresi 110. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: O zamanı ki Allah Teâlâ buyurdu: «Ey Meryem´in oğlu İsa! Senin üzerine ve validenin üzerine olan nîmetimi zikret, o zamanı ki, seni Rûhu´lKuds ile teyid etmiştim, sen beşikte iken de yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O zamanı ki, sana kitabı, hikmeti, Tevrat´ı, ve İncil´i öğretmiştim ve o zamanı ki, benim iznimle çamurdan kuş heyeti gibi birşey tasvir ediyor da içine üfürüyordun, benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Anadan doğma körü, vücudunda beyaz beyaz lekeler bulunan kimseyi de Benim iznimle iyi ediyor idin. Ve o zamanı ki, ölüleri Benim iznim ile (hayat sahasına) çıkarıyordun. Ve o zamanı ki İsrailoğullarını senden defetmiştim, onlara açık mûcizeler ile geldiğin vakitte ki, onlardan kâfir olanlar, ´Bu apaçık bir büyüden başka değildir´ demiş idi.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: O zamanı hatırla ki Allah Teâlâ buyurdu: Ey Meryem'in oğlu Isa!. Senin üzerine ve annenin üzerine olan nimetimi zikret, o zamanı ki, seni ruhulkuds ile teyit etmiştim, sen beşikte iken de yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O zamanı ki, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim ve o zamanı ki, benim iznimle çamurdan kuş şekli gibi birşey tasvir ediyor da içine üfürüyordun, benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Anadan doğma körü, vücudünde beyaz beyaz lekeler bulunan kimseyi de benim iznimle iyi ediyor idin. Ve o zamanı ki, ölüleri benim iznimle -hayat sahasına- çıkarıyordun. Ve o zamanı ki, İsrail oğullarını senden defetmiştim, onlara açık mucizeler ile geldiğin vakitde ki, onlardan kâfir olanlar: "bu apaçık bir büyüden başka değildir" demiş idi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Habibim Ya Muhammedi. -Aleyhisselâm- Hatırla (O günü ki. Allah Teâlâ) Hz. İsa'ya hitaben (buyurdu) yani: Kıyamette buyuracak. Kıyametin kopacağı yakın, Cenâb-ı Hak'kın Hz. İsa'ya hitabı muhakkak olduğu için gelecek zaman kipi yerine, geçmiş zaman kipi tercih buyrulmuş, durumun muhakkak olacağına işaret olunmuştur. (Ey Meryem'in oğlu İsal.) Sen ki, benim Yüce bir Peygamberimsin (Senin üzerine ve annenin üzerine olan nimetimi zikret) hatırla, o nimet ne kadar büyüktü, senin ümmetin bu nimeti takdir ederek senin ri s âl et ini tasdik ve sana bu nimeti veren Cenab'ı Hak olduğundan ondan başka Yaratıcı, h erseye kadir başka bir ilâh bulunmadığını bilip itiraf etmeli değil mi idiler?. Evet hatırla (o zamanı ki, seni ruhulkuds ile) Cibrili Emin ile veya temiz, kutsal bir ruh ile (takviye etmiştim) sana bu vasıta ile lâzım gelen şeyleri öğretmiş, sana dini delilleri telkin, seni her bakımdan takviye eylemiştim, (sen beşikte) Daha çocuk bir halde (iken de ve yetişkin) olgunluk çağına ermiş (iken de insanlara söz söylüyordun) evet. Daha beşikte yatan masum bir yavru iken de: Bir harika olmak üzere: "Sen Allah Teâlâ'nın kuluyum, bana kitap verdi" diye beyanatta bulunmuştun. Ve hatırla (O zamanı ki, sana kitabı) yazı yazmayı veya herhangi bir kitabı okumayı (hikmeti) teorik ve pratik, faydalı ilimleri ve özellikle (Tevrat'ı ve İncil'i Öğretmiştim) seni bu kitapları bilir, bunlardan istifâde eder kılmıştım. Ve zikret (o zamanki benim iznimle) benim irâdemle, benim yardım ve kolaylaştırmam vâsıtasıyle (çamurdan kuş şekli gibi bir şey yapıyor da içine üfürüyordun) senin için bir mucize olmak için (benim iznimle) benim emir ve irâdemle o suret (bir kuş oluveriyordu) bütün bunlar Allah Teâlâ'nın izniyle, takdiriyle, yaratmasıyle vücude gelmiş oluyordu, çünki ondan başka yaratan, birşeyi yoktan var etmeğe kadir başka Yaratıcı yoktur. Ve Ey Resulüm Isa!.. Sen (Anadan doğma körü, ve vücudünde beyaz beyaz tekeler bulunan kimseyi de benim iznimle) ilâhi zâtımın kudret ve iradesiyle bir mucize olarak (iyi ediyor idin) kavmine karşı böyle harikulade hadiseleri gösteriyordun (Ve) hatırla o zamanı ki (ölüleri) dua ederek (benim iznimle) benim fiilimle kabirlerinden diri olarak hayat sahasına (çıkanyordun) bütün bunlar Hz. İsa'nın peygamberliğini tasdike vesile olmak üzere Cenab'ı Hak'kın izniyle, iradesiyle vücude gelmiş oluyordu. Ve hatırla (o zamanı ki,) senin hayatına suikasitte bulunan (İsrail oğullarını senden defetmiştîm) onlar maksatlarına nail olamadılar (onlara) Öyle bir nice (açık) herkesin anlayıp tasdik edebilecekleri parlak bir mahiyette bulunan (mucizeler ile geldiğin vakitte ki, onlardan) o İsrail oğulları taifesinden (kâfir olmanlar) o mucizeleri körkörüne inkâra cür'et ederek: (bu) Gösterilen hârikalardan her biri (apaçık bir büyüden) sihir denilen asılsız bir gösteriden (başka değildir demi; idi) bu kâfirler kendi cehaletlerini sapıklıklarını bu şekilde de göstererek ebedî azaba mâruz kalmışlardır, İşte Yüce Allah Hazretleri Peygamberlerini böyle üstün nimetlere, mucizelere nail kılmış, onlara uyanları selâmet ve hidâyete kavuşturmuş, onları inkâr edenleri de ebedî bir felâket ve azaba mâruz bırakmıştır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014