KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

5-MAIDE SURESI (120 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Maide Suresi 54  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 5/54
5-MAIDE SURESI - 54. AYET    Medine
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ ۚ ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ ۚ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ -54
Ya eyyühellezıne amenu mey yertedde minküm an dınihı fe sevfe ye´tillahü bi kavmiy yühıbbühüm ve yühıbbunehu ezilletin alel mü´minıne e ızzetin alel kafirıne yücahidune fı sebılillahi ve la yehafune levmete laim zalike fadlüllahi yü7tıhi mey yeşa´ vallahü vasiun alım
5-Maide Suresi 54. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ey imân edenler! Sizden her kim dininden dönerse, muhakkak Allah Teâlâ bir kavmi getirir ki, onları sever, onlar da O´nu severler. Mü´minlere karşı mütevazi olurlar, kâfirlere karşı da izzet sahipleri bulunurlar. Allah yolunda savaşa atılırlar ve kınayanın kınamasından korkmazlar. İşte o, Allah Teâlâ´nın fazlıdır, onu dilediğine verir ve Allah Teâlâ vâsidir, alîmdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ey imân edenler!. Sizden her kim dininden dönerse muhakkak Allah Teâlâ bir kavmi getirir ki, onları sever, onlar da onu severler. Mü'minlere karşı mütevâzi olurlar, kâfirlere karşı da izzet sahipleri bulunurlar. Allah yolunda savaşa atılırlar ve kınayanın kınamasından korkmazlar, işte o, Allah Teâlâ'nın lütfudur, onu dilediğine verir ve Allah Teâlâ'nın lütfü ve ilmi geniştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime, İslâm dininden ayrılanların zararları kendi şahıslarına ait olup ilâhî dinin onlara muhtaç olmadığını bildirmektedir. Ve Cenab'ı Hak'kın kendi mukaddes dinini dâima destekleyeceğini bizlere müjdelemektedir. Şöyle ki: (Ey imân edenler!.) Ey İslâm şerefine nail olanlar!. (Sizden) içinizden (her kun dininden dönerse) İslâmiyet'i bırakıp irtidâd ederse bu kötü hareketinin felâketi kötülüğü, cezası kendisine yönelir, o yüzden İslâmiyet bir zaafa, bir duraklamaya maruz kalmaz. (muhakkak) dır ki (Allah Teâlâ) o mürtet taifeyi yok eder yerine (bir) seçkin (kavmi getirir) İslâm şerefine nail eder. İslâmiyet'e hizmete muvaffak kılar (ki) Cenab'ı Hak (onları sever) onların hakkında dünyevî ve uhrevî hayırları, mükâfatları ister (onlar da) o muhterem kavim de (onu) o Yüce Yaratıcıyı (severler) o kerem sahibi Yaratıcıya ibâdet ve itaatte bulunurlar, günahlardan kaçınırlar. Ve o seçkin zevat (mü'minlere) o dindaşlarına karşı (mütevâzi) yumuşaklık, merhamet ve şefkatle vasıflanmış (olurlar) bununla beraber (kâfirlere karşı da izzet sahipleri) galibiyetle, kuvvet ve şiddetle vasıflanmış (bulunurlar) bu muhterem fedakâr zatlar (Allah yolunda savaşa atılırlar) İslâm dininin düşmanlarıyle savaşlarda bulunur, dini yüceltmeğe hizmet eder dururlar. Ve bu zatlar (kınayanın kınamasından korkmazlar) bunlar dinlerinde kuvvet ve metanet sahihleridir, öyle münafıklar gibi yabancılardan, İslâm düşmanlarından korkmaz, onların kınama ve ayıplamasına, dedikodusuna kıymet vermezler, (işte o) Muhterem zatların sahip oldukları öyle yüksek vasıflar (Allah Teâlâ'nın lütfudur) onun bir lütuf ve ihsanıdır ki, ona mahzar olmuşlardır. Ve Allah Teâlâ (onu) o lütuf ve keremini (dilediğine verir) bir nice kullarını böyle yüksek lütuflara, nîmetlere nail buyurur. (Ve Allah Teâlâ vâsidir) lütuf ve keremi pek geniştir, pek ziyadedir ve (alimdir) bütün eşyayı ilmi ilâhîsi kuşatmıştır. Binaenaleyh ilâhî lütfuna lâik olanları da pek mükemmel bilir, onları bu gibi ilâhî lütuflarına nail buyurur. Vakit vakit nice kimseler İslâm şerefine nail olarak böyle eşsiz lütuflara kavuşmuş bulunurlar. Ne yüce bir başarı!. § Bu âyeti kerime başlıbaşına büyük bir mucizedir. Çünki bunun, meydana gelmeden önce haber verdiği bu dinden dönme ve İslâm şerefine nail olma hadiseleri daha sonra tamamen tehakkuk etmiştir. Tefsirlerde genişçe beyan olunduğu üzere on bir grup daha sonra Islâmiyetten dönmüş, fakat onların yerine nice gruplar, nice milletler İslâm şerefine nail olmuşlar, İslâmiyet'i doğu ve batıya yaymaya devam etmişlerdir. Üç grup Rasülü Ekrem'in zamanında dinden dönmüşlerdir ki, bunlar Yemen'de bulunan "beni Mudile" kabilesiyle Müseylemetülkezabın kavmi olan "beni Henife" kabilesi ve beni Eset kabilesidir. Beni Müdliçin reisi olan Zülhimar, Feyruzi, Deylemi tarafından öldürülmüştür. Müseylemetülkezab da Hz. Ebu Bekir'in zamanında Vahşi tarafından katlolunmuştur. Hz. Hamza"nın da katili olan Vahşi demiştir ki: Ben câhiliyet döneminde insanların hayırlısını, müslümanlık döneminde de insanların en kötüsünü öldürdüm. Beni Esed, Talha Ibni Huveylid'in kavmidir. Bu kavim, Hz. Ebu Bekir'in zamanında Halit Ibni Velit tarafından yenilgiye uğratılmış, Talha da Şam'a gitmiş, orada yeniden güzelce müslüman olmuştur. Yedi kavim de Hz. Ebu Bekir'in hilafeti zamanında dinden dönmüşlerdir ki bunlar da "Fezare", "Gatfan", "Beni Selim", "Beni Yerbü", "Kende" ve "Beni Bekr bini Vail" kabîleleriyle "Teym" kabilesinin bir kısmından ibarettir. Bir gmp da Hz. Ömer'in hilafeti zamanında dinden dönmüştür ki, o da "Gassân" denilen kavimdir. Bu İslâm'dan dönen kuvvetlerin hepsi de müslümanlar tarafından mağlûp edilmiş çeşit çeşit felâketlere, mağlûbiyetlere maruz kalmışlardır. Bütün bunlar dinden dönmenin cezasıdır. Uhrevî cezası ise pek büyüktür. Fakat asrı saadetten itibaren bir nice büyük kabileler, milletler İslâm şerefine nail olmuş, İslâmiyet'i doğu ve batıya yaymaya çalışıp durmuşlardır. Ensarı kiram denilen Medine'i Münevvere ile etrafındaki muhterem ahali. Yemen kabileleri, İranlılar ve Kadisye savaşına iştirak eden binlerce zevat ve bilhassa Necip Türk milleti İslâmiyet'i kabul etmiş, bu uğurda asırlardan beri cihad meydanlarına atılmış İslâmiyet in doğu ve batıya yayılmasına pek büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu suretle Kur'an'ı Kerim'in müjdeleri tehakkuk etmiş, onun ebedi bir mucize olduğu ortaya çıkmıştır. Bizler ecdadımızın İslâm dini hususundaki bu yüce hizmetleriyle dâima, iftihar eder, onların o seçkin yollarını takibe muvaffak olmamızı Hak Teâlâ Hazretlerinden niyaz eyleriz. Ve yardım ondandır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014