6-En'am Suresi 12. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
De ki: «Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?» De ki: «Allah Teâlâ´nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri Kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur.» O kimseler ki, nefislerine ziyankar olmuşlardır. İşte onlar imân etmezler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
De ki: Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir? De ki: Allah Teâlâ'nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri kıyamet gününde toplanacaktır. Bunda şüphe yoktur. O kimseler ki, kendilerini ziyana sokmuşlardır. İşte onlar imân etmezler. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler de yaratıcılık ve mâbutluğun yalnız Allah Teâlâya mahsus olduğunu, başka bir uslüb ile bildirmektedir. Ve bütün Kâinatın sahibi, yöneticisi olan o Yüce Yaratıcının bu apaçık olan varlığını inkâr edenlerin zarara uğrayanlardan başka olmadığını açıklamaktadır. Şöyle ki: Resulüm!. O inkarcıları susturmak ve cevapsız bırakmak için (De ki: Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?.) bütün bu kâinat, yaratılması, sahipliği ve tasarrufu itibariyle hangi zata aittir?. Bunları böyle sonsuz güzellikleriyle, fâideleleriyle meydana getirmiş olan hangi yüce zattır? Bunu ey gafiller?. Hiç düşünmez misiniz?. Habibim?. Böyle bir sualin belirlenmiş ve takdir edilmiş cevabı olmak üzere o inkarcılara hitaben (de ki:) bütün bunlar (Allah Teâlâ'nındır.) onun birer mahlûkudurlar. Ondan başka Yaratıcı, bütün Kâinata Hâkim bir Zat yoktur, tasavvur edilmiş değildir. (O) Öyle Rahîm, Kerîm Yüce bir Yaratıcıdır ki, (kendi Zâtı üzerine Rahmeti yazmıştır.) Evet… O Yüce Yaratıcı, merhametlidir, çok esirgeyendir, sırf bir lütuf ve ihsan olmak üzere mahlûkatı hakkında merhameti, lütfü takdir etmiş ve onlara yöneltmiştir. Onun pek geniş olan rahmeti, bütün yaratıkları içine almaktadır. O kullarını temiz bir yaratılış üzere yaratmıştır. O kulları hakkında hidâyet yolunu göstermek için Peygamberlerini, kitaplarını göndermiştir. Kendi varlığına birer şahit olan iç ve dış âlemlerdeki delillerini, kullarının dikkat nazarlarına sunmuştur. İlâhî merhametin genişliğine bakmalı ki, bir güzel amelde bulunan kimseye en az on misli sevap vermektedir. Bir kötü amelden dolayı da bir misli cezadan başka vermemektedir, "nitekim" Sebekat rahmeti alâ gazabı "benim rahmetim, gazabımı geçmiştir" Hadîsi Kudsîsi de bu hakikati bildirmektedir. (Ve elbette) Ey insanlar?. Andolsun ki, (sizleri kıyamet gününde toplıyacaktır.) orada imân ve itaat ehline sonsuz lütuf larda bulunacaktır. Küfr ve taşkınlık ile hayatlarını nihayete erdirmiş olanları da o günde lâyık oldukları azaba kavuşturacaktır, (bunda şüphe yoktur.) Elbette o kadar ilâhî rahmet karşısında inkâra, isyana sapanlar, kendi aslî yaratılışlarını zayi' edenler, o ebedî âlemde lâyık bulundukları cezalara çarpılacaklardır. Evet… (O kimseler ki,) Yüce Yaratıcının o kadar nimetlerini takdir edememişler, nimete karşı nankörlük etmişlerdir, onlar kendi felâketlerini kendi elleriyle hazırlamışlar, kendi (nefislerine ziyankâr olmuşlardır.) öyle bir âkibete kendi kötü hareketleriyle sebebiyet vermişlerdir. (İşte onlar imân etmezler.) Yoksa temiz yaratılışlarını muhafaza edenler, iş ve dış âlemlerdeki delilleri güzelce dikkate alanlar. Kâinatı Yaratanın varlığını, birliğini ve üzerlerine düşen dinî vazifelerini asla inkâr ederek imân nimetinden mahrum kalmazlar.
|