2-Bakara Suresi 27. Ayeti Kerime Mealleri |
A. GÖLPINARLI : |
Kötülükte bulunanlar onlardır ki Allah´la ahdettikten sonra ahitlerini bozarlar. Allah´ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler, yeryüzünde bozgunculuk ederler. Onlardır ziyankârlar. |
ADEM UĞUR : |
Onlar öyle (fâsıklar) ki, kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah´ın ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır. |
ALİ FIKRİ YAVUZ : |
O fâsıklar ki, Allah’ın (ezelde iman ve itaat etmelerine dair) kendilerinden aldığı sözü sağlama bağladıktan sonra, O’nun ahdini bozarlar ve Allah’ın vaslını emrettiği şeyi (yakınlık ve iman bağlarını) keserler, yeryüzünde fesat ve bozgunculuk yaparlar. İşte bunlar, (ebedî olarak cehenneme düşüp) ziyanda kalanlardır. |
BEKİR SADAK : | (26-27) Allah sivrisinegi ve onun ustununu misal olarak vermekten cekinmez. Inananlar bunun Rablerinden bir gercek oldugunu bilirler. Inkar edenler ise «Allah bu misalle neyi muradetti?» derler, O, bu misalle bircogunu saptirir, bircogunu da yola getirir. |
CELAL YILDIRIM : |
0 fâsıklar ki, Allah´ın (Elestu bi-Rabbiküm = Ben sizin Rabbınız değil miyim ? hitabındaki veya semavî kitaplarda geleceği haber verilen son peygambere inanmaları hususundaki) ahdini tevsîk ettikten sonra bozarlar. Allah´ın (biraraya getirilip) bitiştirilmesini emrettiği (dinî, ahlâkî, içtimaî bağları) keserler ve yeryüzünde fesad çıkarırlar. İşte zararda kalanlar ancak onlardır. |
DİYANET : |
Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşerî ve ahlâkî bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. |
DİYANET VAKFI : |
Onlar öyle (fâsıklar) ki, Allah´a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah´ın, ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır. |
DİYANET İSLERİ : |
Allah sivrisineği ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. İnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoğunu saptırır, birçoğunu da yola getirir. Onunla saptırdığı yalnız fasıklardır ki onlar Allah'la yapılan sözleşmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uğrayanlar işte onlardır. |
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL): |
ki Allahın ahdini misak ile bağlandıktan sonra bozarlar, Allahın vaslını emrettiğini kat´ederler ve yer yüzünde fesad yaparlar, işte bunlar hep o husrana düşenlerdir |
ELMALILI M. HAMDİ SADE. : |
ki Allah´a kesin söz verdikten sonra bozarlar, Allah´ın riayet edilmesini emrettiği ilişkileri keser ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar, hep o hüsrana düşenlerdir. |
GÜLTEKİN ONAN : |
Onlar ki Tanrı ile yaptıkları anlaşmayı (ahid) onayladıktan (misakihi) sonra onu bozarlar, Tanrı´nın birleştirilmesini buyurduğu şeyi keserler / ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparlar. İşte onlar zarara uğrayanlardır (hümülhasirun). |
H. BASRİ ÇANTAY : |
O (fâsıklar) ki Allanın, (Kitablarında Muhammede îman etmeleri hakkındaki ahid (ve emr) ini onu te´kid de etdikden sonra bozarlar, Allah´ın birleştirilmesini emretdiği şey´i (hısımlık rabıtalarını, cem´iyyet birliğini, peygambere îmanda birleşmeyi) keserler, yer yüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar hüsrâne (maddî ve manevî en büyük zarara) uğrayanların ta kendileridir. |
MUHAMMET ESED : |
Onlar ki, (fıtratlarına) yerleştikten sonra Allah´a karşı taahhütlerini bozarlar, Allah´ın birleştirilmesini emrettiği şeyi koparıp ayırır ve yeryüzünü fesada verirler: İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. |
Ö NASUHİ BİLMEN : |
O kimseler ki Hak Teâlâ´nın ahdini tevsik (yemin ile te´kit) ettikten sonra bozarlar. Bitişmesini emretmiş olduğu şeyi kesiverirler. Yeryüzünde fesat çıkarırlar, işte hasîr olanlar onlardır. |
SUAT YILDIRIM : |
Bu fâsıklar o kimselerdir ki, Allah’a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah’ın, kurulmasını istediği bağları koparır ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte bunlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. |
SÜLEYMAN ATEŞ : |
Onlar ki, söz verip bağlandıktan sonra Allah´a verdikleri sözü bozarlar, Allâh´ın, birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabâlık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; işte ziyana uğrayanlar onlardır. |
Y. NÜRİ ÖZTÜRK : |
O fâsıklar ki Allah´a verdikleri ahdi, onunla anlaşıp bağlandıktan sonra bozar, Allah´ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keser ve yeryüzünde bozgun çıkarırlar. İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. |
FİZİLAL : |
Onlar ki, Allah´a vermiş oldukları sözü kesin bir ahit haline getirdikten sonra bozarlar, Allah´ın sürdürülmesini emretmiş olduğu ilişkileri keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. İşte onlar hüsrana uğrayanlardır. |
İBNİ KESİR : |
Allah´ın ahdini pekiştirdikten sonra bozanlar, birleştirilmesini emrettiği şeyi koparanlar, yeryüzünde fesad çıkaranlar, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. |
TEFHİMÜL KURAN : |
Ki (bunlar) Allah´ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah´ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır. |