KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

24-NUR SURESI (64 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nur Suresi 58  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 24/58
24-NUR SURESI - 58. AYET    Medine
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِيَسْتَأْذِنْكُمُ الَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ وَالَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنْكُمْ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ ۚ مِنْ قَبْلِ صَلَاةِ الْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُمْ مِنَ الظَّهِيرَةِ وَمِنْ بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَاءِ ۚ ثَلَاثُ عَوْرَاتٍ لَكُمْ ۚ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ ۚ طَوَّافُونَ عَلَيْكُمْ بَعْضُكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ ۚ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ -58
Ya eyyühellezıne amenu li yeste´zinkümüllezıne meleket eymaüküm vellezıne lem yeblüğul hulüme minküm selase merratv min kabli salatil fecri ve hıyne tedaune siyabeküm minez zahırati ve mim ba´di salatil ışa´i selasü avratil leküm leyse aleyküm ve la aleyhim cünahum ba´dehünn tavvafune aleyküm ba´duküm ala ba´d kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayat vallahü alımün hakım
24-Nur Suresi 58. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ey imân etmiş olanlar! Mülk-i yemininiz olan kimseler ve sizden olup da henüz buluğ çağına ermemiş bulunanlar, üç defa izin istesinler. Sabah namazından önce ve öğle vaktinde esvabın çıkarmış olduğunuz sırada ve yatsı namazından sonra. (Bunlar) Sizin için üç avrettir. Bu vakitlerden sonra üzerinize bazınızın bazısı üzerine dolaşır olmalarından dolayı ne sizin üzerinize ve ne de onların üzerlerine bir günah yoktur. İşte Allah âyetlerini size böyle açıkça beyan ediyor ve Allah alîmdir, hakîmdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ey îmân etmiş olanlar!. Ellerinizin altında olan kimseler ve sizden olup da henüz bulûğ çağına ermemiş bulunanlar, üç defa izin istesinler. Sabah namazından önce ve öğle vaktinde elbiselerinizi çıkarmış olduğunuz sırada ve yatsı namazından sonra, -bunlar- sizin için üç avrettir. Bu vakitlerden sonra üzerinize bakınız bazısı üzerine dolaşır olmalarından dolayı ne sizin üzerinize ne de onların üzerlerine bir günah yoktur. İşte Allah âyetlerini size böyle açıkça beyan ediyor ve Allah bilendir, hikmet sahibidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, İslâm cemiyetinin yüce bir insani terbiye dairesinde yaşamaları için kendilerine pek mühim içtimai bir ders veriyor. İnsanların avret yerlerini örtmeye riâyetlerini, başkalarının mahrem azalarına bakmamalarını, bazı vakitlerde bir müsaade almak suretiyle birbirlerinin huzuruna girmelerini emir ve tavsiye buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ey îman etmiş olanlar!.) yani: Ey îman sahibi olan erkekler ve kadınlar. Bu hitap, özellikle erkeklere yönelik ise de kadınlar da bu nassın delaletiyle bu hükme girerler veyahut tağlub yoluyla iki zümreye de yöneliktir, (elleriniz altında olan kimseler) yani: Boyunlarına sahip olduğunuz köleler ve cariyeler, (ve sizden olup da henüz buluğ çağına ermemiş bulunanlar) yani: Hür müslüman çocuklarından olup da henüz ihtilâm görmeğe başlamamış buluğa ermemiş, bir halde bulunan çocuklar, sizin yanınıza girmek isterlerse (üç defa izin istesinler) gece ve gündüze ait üç vakitte izin istemeksizin yanınıza girmesinler. Bu bir vecibedir. Bu vecibe baliğ olan kölelere yöneldiği gibi baliğ olmayan çocukların da velilerine yöneliktir ki, onlara öyle bir terbiyeyi öğretsinler. Bu vakitlerin birisi: (sabah namazından önce) dir ki, girmek isterlerse izin istesinler. Çünkü bu vakitte yataktan yeni kalkmış, urbalarını tamamen giymemiş, kısmen açık bir halde bulunmuş olabilirler, (ve) ikincisi: (öğle vaktinde) dir ki, girmek istenilirse izin istemelidirler. Zira o vakit de sıcaktan vesaireden dolayı elbise kısmen çıkarılmış, kaylûlede = gündüzün ortasında uyumak arzusunda bulunulmuş olabilir, (ve) üçüncüsü de (yatsı namazından sonra) dır ki, bu vakitte de izin isteğinde bulunmalıdırlar. Çünkü bu, artık gündüze mahsus elbiseden soyunarak yatağa yatmak halvette bulunmak zamanıdır. Böyle zamanlarda başkalarının yanlarına girivermek, hoş gözükmeyecek görmelere, hâdiselere sebebiyet vermiş olabilir. İşte ey müslümanlarl. Bunlar (sizin için üç ayettir.) Yani: Yürürlükteki adete göre örtünmenin düzensiz olup açıkça bulunulacak birer zamandır. Bunlara riayet lâzımdır, (bu vakitlerden sonra üzerinize, bazınızın bazısı üzerine) izinsiz olarak (dolaşır olmalarından dolayı ne sizin ne de onların) o köleler ile cariyelerin ve çocukların (üzerlerine bir günah yoktur) çünkü o üç vakitten başka zamanlarda örtünmeye ziyadesiyle riayet edileceği, hoş olmayan bir vaziyetin görülmüş olması, düşünülmediği ve o hizmetçilerin hizmetlerine fazlaca ihtiyaç görüleceği için kendilerinin için istemeksizin girmelerine ruhsat vardır. Mesela: üç zamanın dışında bir köle, efendinin veya bir çocuk annesinin yanına izin istemeden de girebilir. (İşte Allah) dinî hükümlere vesaireye dair olan (âyetleri size böyle açıkça beyan ediyor) sizi aydınlatma lütufunda bulunuyor (Ve Allah) o yüce yaratıcı, şüphe yok ki: (alimdir) her şeyi tamamen bilir, insanlığın bütün hallerini ve tavırlarını da bilmektedir. Ve o yüce mabûd (hâkimdir) bütün emirleri, yasakları birer hikmete dayanmaktadır. Evet.. Bu husustaki emirleri insanlığın iyilik ve selâmetini temin hikmetini içermektedir. "Ebussuud tefsirinde diğerlerinde yazılmış olduğu üzere Resûl-i Ekrem, Sal lal lah u aleyhi vesellem efendimiz bir öğle vakti Hz. Ömer'i çağırmak için Müdlic Ibni Ömeril'ensarîi'yi göndermişti. Müdlic Hz. Ömer'in yanına müsaade istemeksizin girmiş, onu uyku halinde elbisesi üzerinden açılmış bir halde bulmuştu. Hz. Ömer, bunun üzerine demişti ki: Cenab-ı Hak'tan temenni ederim ki, bu saatlarde babalarımızı, oğullarımızı, hizmetçilerimizi izin istemeden yanımıza girmekten men buyursun. Sonra Hz. Ömer, o genç ile beraber Resûl-i Ekrem'in yanına girince o yüce peygambere bu âyetin nazil olmuş olduğunu görmüş, Hak Teâlâ'ya hamdeylemiştir. Binaenaleyh Hz. Ömer'in temennisi, bu âyeti kerimenin bir nüzul sebebi hükmünde bulunmuştur.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014