KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

24-NUR SURESI (64 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nur Suresi 33  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 24/33
24-NUR SURESI - 33. AYET    Medine
وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذِينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتَّىٰ يُغْنِيَهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ ۗ وَالَّذِينَ يَبْتَغُونَ الْكِتَابَ مِمَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ فَكَاتِبُوهُمْ إِنْ عَلِمْتُمْ فِيهِمْ خَيْرًا ۖ وَآتُوهُمْ مِنْ مَالِ اللَّهِ الَّذِي آتَاكُمْ ۚ وَلَا تُكْرِهُوا فَتَيَاتِكُمْ عَلَى الْبِغَاءِ إِنْ أَرَدْنَ تَحَصُّنًا لِتَبْتَغُوا عَرَضَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۚ وَمَنْ يُكْرِهْهُنَّ فَإِنَّ اللَّهَ مِنْ بَعْدِ إِكْرَاهِهِنَّ غَفُورٌ رَحِيمٌ -33
Vel yesta´fifillezıne la yecidune nikahan hatta yuğniyehümüllahü min fadlih vellezıne yebteğunel kitabe memma meleket eymanüküm fe katibuhüm in alimtüm fıhim hayrav ve atuhüm mim malillahillezı ataküm ve la tükrihu fetaytiküm alel biğai in eradne tehassunel li tebteğu aradal hayatid dünya ve mey yükrihhünne fe innellahe mim ba´di ikrahihinne ğafurur rahıym
24-Nur Suresi 33. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Evlenmeğe (çare) bulamayanlara Allah kendilerini fazlından zengin kılıncaya değin iffetlerini korusunlar ve ellerinizin malik olduğu kimselerden kitabete rabtedilmelerini isteyenler olunca da eğer onlarda bir hayır bilmiş iseniz onları kitabete kaydediverin ve Allah´ın size verdiği mallardan onlara veriniz. Ve genç cariyelerinizi iffetlerini muhafaza etmek isterlerse dünya hayatının fâni metâını dileyerek fuhuşa sevketmeyiniz. Ve her kim onları icbar ederse şüphe yok ki, Allah onların icbar edildiklerinden sonra da gafûrdur, rahîmdir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Evlenmeğe -çare- bulamayanlar da Allah kendilerini lütufundan zengin kılıncaya değin iffetlerini korusunlar ve ellerinizin sahip olduğu kimselerden mükatebe yapmak isteyenler olunca da eğer onlar da bir hayır bilmiş iseniz onları kitabete kaydediverin ve Allah'ın size verdiği mallardan onlara veriniz. Ve genç cariyeleriniz iffetlerini korumak isterlerse dünya hayatının geçici metaını dileyerek fuhşa sevketmeyiniz. Ve her kim onları zorlarsa şüphe yok ki, Allah onların zorlanmalarından sonra da çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Evlenmeğe -çare- bulamayanlar da) nikâh için lâzım gelen mihri, nafakayı teminden âciz bulunanlar da (Allah kendi lütufundan zengin kılacağı değin iffetlerini korusunlar) zinadan ve diğer haram şeylerden kendilerini korumaya çalışsınlar, Cenab-ı Hak'kın kendilerine zenginlik vereceği zamana kadar sabırdan, temizlikten ayrılmasınlar. Onların böyle iffetlice yaşamaya çalışmalarının bir mükâfatı olarak bir gün bir nimete, servete nail olabilirler. Artık o zaman evlensinler, (ve ellerinizin sahip olduğu kimselerden) Yani: Köleler ile cariyelerden (mükatebe yapmak isteyen olunca da): Yani: bir bedel karşılığında azad edilmelerini isteyince de bakınız: Düşününüz; (eğer onlarda bir hayır bilmiş iseniz) yani: Onlarda iyi hal, emanete riayet, kitabete ait bedeli kazanıp vermelerine kabiliyet görür iseniz (onları kitabete kaydediverin) onları hürriyetlerine kavuşturmaya yardım etmiş olun. (ve) ey onların velileri, efendileri (Allah'ın size verdiği mallardan onlara veriniz) onları biran evvel hürriyete kavuşturmak için kendilerine yardım ediniz, meselâ: Kitabet bedelinin bir kısmını kendilerine bağışlayınız. Beytülmal tarafından kölelere yapılacak yardım da bu cümledendir. Bu ilâhi emir de bu suredeki dokuzuncu hükmü kapsamaktadır, (ve genç cariyelerinizi iffetlerini korumak istiyorlarsa) onlar nefislerine hâkim olup zinadan kaçınmak istedikleri halde siz de onları takdir ve korumaya devam ediniz, (dünya hayatının geçici mahm dileyerek) onları (fuhşa sevketmeyiniz) onların fuhşiyatina meydan vermeyiniz, onların sürekli olarak iffet ile yaşamalarını temine gayret gösteriniz. Onlar iffetlice yaşamak istemeyince de onları engellemeye çalışmak lâzımdır, bu halde yapılacak şey, onların zinasına müsaade değil, onları zinadan men'e çalışmaktan ibarettir (ve her kim onları) zinaya (zorlarsa) o zorlayan büyük bir günaha girmiş olur, tövbe ve istiğfar etmedikçe bu günahtan kurtulamaz. Fakat o zorlanan cariyelere gelince (Şüphe yok ki, Allah onların) o cariyelerin haklarında öyle zorlandıklarından sonra da (çok bağışlayandır) onları af eder ve günahlarını örter ve (rahimdir) onları ilâhi merhameti ile korur, cezalandırmaz. Gerçek şu ki, zorlamaya binaen muvafakat etmekde caiz değildir. Şu kadar var ki, gönülsüz olarak ağır zorlamaya mâruz kalan şahıs hakkında ilâhi aff tecelli eder. Yüce "Gafur" isminin zikri buna işareti içermektedir ve bu beyan ilâhi, bu suredeki onuncu hükmü kapsamaktadır. "Cahiliye zamanında Abdullah Ibni Übeyy gibi bazı kimseler, para kazanmak için cariyelerini zinaya teşvik ederlerdi. Übeyy'in iki cariyesi Resûl-i Ekrem'e müracaat ederek bu pek çirkin hareketten dolayı şikâyette bulunmuşlardı. Bunun üzerine bu âyeti kerime nazil olmuş böyle bir hareketin insanlığa aykırı, pek ziyade çirkin bir şey olduğunu bildirmiştir. "Kitabet" Efendi ile kölesi veya cariyesi arasında bir bedel karşılığında yapılan bir akittir. Şöyle ki: Mükellef olan bir kimsenin mükellef kölesini veya mükellef olan cariyesini onların rızalariyle bir muayyen hizmet veya muayyen bir nakdi bedel karşılığında azat etmesi demektir ki, o hizmet veya bedel ifa edilince kölelik ortadan kalkar. Kölelerin ve cariyelerin böyle kendi rızalariyle birer bedel karşılığında mükatebe yapmaları İslâm hukunca sade caiz olmakla kalmamış, belki mendub bile bulunmuştur. Emin, geçimini temine muktedir bir köle veya cariyeyi kitabete kesmek, onu hürriyete sevketmek demek olacağı cihette pek övülmüş bir muameledir. Bu sebepledir ki, kitabete başlanan bir köleye veya cariyeye kolaylık göstermek, üzerine aldığı kitabet bedelinin bir kısmını, meselâ: Üçte birini veya dörtte birini kendisine bağışlamak veya kendisine ayrıca nakden yardımda bulunmak pek güzel görülmüştür. Hattâ böyle bir yardımda bulunmak Şafiilere ve Zahirilere göre bir vecibedir. İşte Islâmiyetin hürriyeti ne kadar gerekli gördüğüne bu da pek açık bir delildir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014