KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

4-NISA SURESI (176 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nisa Suresi 163  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 4/163
4-NISA SURESI - 163. AYET    Medine
إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَىٰ نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِنْ بَعْدِهِ ۚ وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَالْأَسْبَاطِ وَعِيسَىٰ وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ ۚ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا -163
İnna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhıv ven nebiyyıne mim ba´dih ve evhayna ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya´kube vel esbatı ve ıysa ve eyyube ve yunüse ve harune ve süleyman ve ateyna davude zebura
4-Nisa Suresi 163. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Muhakkak Biz sana vahyettik, Nûh´a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi ve İbrahim´e, İsmaîl´e, İshak´a, Ya´kub´a, Esbât´a, İsa´ya, Eyyûb´e, Yûnus´a, Harûn´a ve Süleyman´a vahy eylediğimiz gibi ve Dâvud´a Zebûr´u verdiğimiz gibi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Muhakkak biz sana vahy ettik, Nuh'a ve ondan sonraki Peygamberlere vahy ettiğimiz gibi ve İbrahim'e, İsmail'e, Ishak'a, Yakub'a, Es bat'a, İsa'ya, Eyüb'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahy eylediğimiz gibi ve Davud'a Zebur'u verdiğimiz gibi.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, son peygamber efendimizin insanlığa peygamber gönderilmesi ve ona Kur'an'ı Kerim'in inmesi, diğer peygamberlerin gönderilmeleri ve kendilerine ilâhî vahyin gelmesi gibi olduğundan drtık onun peygamberliğini inkâra ve kendisine bir kitabın birden inmesini istemeye mahal bulunmadığını ihtar mahiyetinde bulunmuştur. Şöyle ki: Resulüm Ya Muhammedi. Aleyhisselâm (muhakkak biz sana vahy ettik) İslâm'ın hükümlerini Cibrili Emin vasıtasıyle tebliğ eyledik, insanlığın ikinci babası sayılan (Nuh'a ve ondan sonraki Peygambere vahy ettiğimiz gibi) bu vahy hususunda seninle senden evvelki Peygamberlerin durumu, vaziyeti eşittir. Bu cümleden olarak (İbrahim'e, İsmail'e, Ishak'a, Yakub'a, Esbat'a) Hz. Yakub'un Hz. Yusuf gibi evlât ve torunlarına (İsa'ya, Eyüb'e, Yunus'a, Harun'a, ve Süleyman'a vahy eylediğimiz gibi) artık ehli kitap, bunlardan ne için habersiz bulunuyorlar, ne için senin başka türlü vahye mazhar olmanı istiyorlar?. Onların başka türlü vahy, başka türlü kitab inmesini istemeye ne selâhiyetleri vardır?, (ve Davud'a Zebur'u verdiğimiz gibi) sana da o şekilde Kur'an'ı Kerim'i âyet âyet, süre süre indirdik, artık Kur'an'in başka türlü verilmesini, birden inmesini neden istiyorlar. Cenab'ı Hak, ilâhî kitabını dilediği şekilde indirir. Buna kimse karışamaz. § Zebur; yüz elli sureden meydana gelen övgü ve saygı, va'z ve nasihati kapsayan ilâhî bir kitaptır. § Vahy; Lügatte kelâm, göndermek, işaret, ilham, bir şeyi gizlice bildirmek mânâlarında kullanılmıştır. Böyle hafiyyen bir şeyi bildirmeğe "iyha" denir. Şeriat dilinde vahy, Cenâb-ı Hak'kın dilediği şeyleri Peygamberlerine birer yol ile bildirmesi ve anlatması ve öğretmesi demektir. Vahy'in şöyle muhtelif yolları, mertebeleri vardır. (1) Doğru rüya yoludur ki, ilâhî vahy, peygamberin gönderilişinin başlangıcında çoğunlukla doğru rüya ile zuhur eder. Tâki alışıklık meydana gelsin. (2) İlham yoludur ki, Cenab'ı Hak dilediği şeyleri Yüce peygamberlerin kalblerine uyanık bir halde iken vasıtasız olarak ilka ve ilham buyurur. (3) Hitap yoludur ki, Hak Teâlâ Hazretleri dilediği Peygamberine dilediği hükümleri melek vasıtasıyle olmaksızın ilham eder ve anlatır. Hz. Musa'ya Tevrat levhaları bu şekilde nazil olmuştur. Ve o Yüce Peygamber'e Tur dağında ilâhî emirlerini vasıtasız olarak bir hitab şeklinde tebliğ buyurmuştur. (4) Melek göndermek yoludur ki. Yüce Allah dilediği peygamberine dilediği şeyleri melek vasıtasıyla tebliğ ve ilham buyurur. Cibril Emin'in vakit vakit gelip Kur'an âyetlerini Rasûlü Ekrem Efendimize tebliğ buyurmuş olduğu gibi. İnsanlara gizlice telkin edilen yakışıksız sözlere, bozguncu, şeytanî vesveselere de lügat mânâsı itibariyle "vahy" denilmiştir. § İlham tabiri de lügatte: Haber vermek, anlatmak feyiz yoluyla kalbe düşen malûmat demektir. Vahy tabiri, ilhamdan daha kapsamlıdır. Çünkü vahy, ilham yoluyla olduğu gibi, diğer yollar ile de olabilir. Maamafih bir diğer bakımdan da ilham, vahiden daha kapsamlıdır. Zira evliyaullahın kalblerine doğan bazı ilâhî sırlar ilâhî ilimlerde bir nevi ilham eseridir. Fakat bu, vahy sayılmaz. Her vahy ise bir Rabbani ilham, bir ilâhî tebliğdir. Bir de ilham, bazı zatların kendi şahıslarına ait bir tecelli eseri olabilir. Vahy ise umuma yönelik hükümleri kapsayan ve Yüce Peygamberlere mahsus bir imtiyaz sayılır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014