KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

4-NISA SURESI (176 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Nisa Suresi 9  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 4/9
4-NISA SURESI - 9. AYET    Medine
وَلْيَخْشَ الَّذِينَ لَوْ تَرَكُوا مِنْ خَلْفِهِمْ ذُرِّيَّةً ضِعَافًا خَافُوا عَلَيْهِمْ فَلْيَتَّقُوا اللَّهَ وَلْيَقُولُوا قَوْلًا سَدِيدًا -9
Velyahşellezıne lev teraku min halfihim zürriyyeten dıafen hafu aleyhim felyettekullahe velyekulu kavlen sedıda
4-Nisa Suresi 9. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve korksunlar o kimseler ki, arkalarından küçük, zayıf çocuklar bırakacak olsalardı, onların üzerine korkup endişede bulunacaklardı. O halde Allah Teâlâ´dan sakınsınlar ve dürüst söz söylesinler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve korksunlar o kimseler ki, arkalarından küçük, zayıf çocuklar bırakacak olsalardı, onların üzerine korkup endişede bulunacaklardı. O halde Allah Teâlâ'dan sakınsınlar ve dürüst söz söylesinler.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, yetimlerin haklarına güzelce riâyet edilmesini, onların mallarına tecavüzün ne büyük ilâhî azabı gerektireceğini şöylece bildirmektedir, (ve) yetimler hakkında (korksunlar o) vasi veya veli bulunan (kimseler ki) eğer kendileri ölüm çağına yaklaşmış (arkalarında küçük, zayıf çocuklar bırakacak olsalardı onların üzerine) telef olmalarından, muhtaç kalmalarından (korkup endişede bulunacaklardı) bizden sonra ne olacaklar diye telâşa düşeceklerdi (o halde) kendilerini kıyas etmelidirler, idarelerinde bulunan başkalarına ait yetimleri de düşünsünler, onların mağdur olmalarına sebebiyet vermesinler ve (Allah Teâlâ'dan sakınsınlar) onun kulları hakkında merhamete, menfaate aykırı şeylerde, tavsiyelerde bulunmasınlar, (ve) hasta, ölüme yönelmiş olan kimselere karşı da (dürüst) doğru, muvafık, adalet ve menfaate uygun (söz söylesinler) yetimleri, varisleri zarara uğratacak tavsiyelerden sakınsınlar. Bu ilâhî, emir, insanları hikmete, adalete uygun muamelelere, konuşmalara sevketmektedir. Bazı kimse, ölüm hastalığı ile hasta olan kimselerin yanlarına giderek onların hakkında güya iyi niyetle tavsiyelerde bulunmak isterler. Sana çoluk çocuğundan bir fâide yoktur, sen hayatta iken başının çaresine bak, bütün mallarını sadaka olarak ver, filân şahsa şu kadar, filân tarafa bu kadar, yardım et" diyerek onun bütün mallarının elinden çıkmasına sebebiyet verirler, geride kalacak yetimleri, varisleri, akrabaları mahrum bırakmayı bir hüner sanırlar. Halbuki, böyle bir hareket her zaman uygun olmaz. Bir kimse hem mümkün mertebe hayır ve iyilikte bulunmalı, hem de varislerini, yetimlerini gözetmelidir. Bütün mallarını vasiyet ve hayır işlerine harcamak suretiyle elden çıkararak varislerini mahrum bırakmamalıdır. Onların muhtaçlarına bırakılan miras payları de birer sadaka mahiyetindedir. İşte bu âyeti kerime, bizlerin dikkatini bu yönlere çekiyor, bizleri kendimizi kıyas etmeye davet eyliyor. Artık kendi çoluk çocuğumuz hakkında nasıl düşünüyor isek başkalarının evlâdı, efradı ailesi hakkında öyle hayırsever olarak düşünmeliyiz, yanlış tavsiyelerde, telkinlerde bulunmamalıyız.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014