4-Nisa Suresi 64. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Biz hiçbir peygamber göndermedik, ancak Allah Teâlâ´nın izniyle itaat edilmesi için gönderdik. Ve eğer onlar nefislerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah Teâlâ´dan mağfiret isteseydiler ve onlara peygamber de istiğfarda bulunsaydı elbette Allah Teâlâ´yı tevbeleri çok kabul edici ve çok esirgeyici bulacaklardı. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Bîz hiçbir Peygamber göndermedik. Ancak Allah Teâlâ'nın iz-niyle itaat edilmesi için gönderdik. Ve eğer onlar nefislerine zul-mett iki er) zaman sana gelseler de Allah Teâlâ d an mağfiret ist e-şeydi I er ve onlara Peygamber de istiğfarda bulunsaydı elbette Allah Teâlâ'yı tövbeleri çok kabul edici ve çok esirgeyici bulacaklardı. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu m il barak âyetler, insanlığı ir; ad için Rasûlııllah'a itaat ve teslimiyetin lüzumunu, istiğfarın ehemmiyetini ve hakikî imânın ne şekilde meydana geleceğini göstermektedir. Şöyle ki: (bîz) insanlık muhitine abes yere (hiçbir Peygamber göndermedik) onların gönderilmesi büyük bir fayda ve hikmete dayanmaktadır. Evet… Her peygamberi (ancak Allah Teâlâ'nın izniyle) ilâhî iradesiyle (itaat edilmesi) emirlerine riâyet, kendisine muhalefetten sakınılması (için gönderdik) artık onun emirlerine, hükümlerine razı olup muhalefette bulunmamak gerekir. (Ve eğer onlar) Allah Teâlâ'nın ve Resulünün hükmünü bırakıp da mahkemeleşmek için başkalarına müracaat etmek isteyenler, böyle (nefislerine zulmettikleri zaman) bu hareketlerinden dolayı nadim ve pişman olup Habibim!, (sana gel s el erde) özür beyanında, kusurlarını itirafta bulunarak tövbe ve ihlâs ile (Allah Teâlâ'dan mağfiret ist eşeydi I er) günahlarının yarlıganmasını niyaz eylesler (ve onlara Peygamber de) hükmüne razı olmadıkları Hz. Mııhammed'de affedici bir şekilde hareket ederek kendileri için (istiğfarda bulunsa idî) onun günahlarının af ve örtülmesi hakkında şefaat etse idi (elbette Allah Teâlâ'yı) o yapılan (tövbeleri çok kabul edici) ve onların haklarında (çok esirgeyici) çokça merhamet buyurucu (bulacaklardı) çünkü Cenâb-ı Hak, çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
|