4-Nisa Suresi 50. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Bak Allah Teâlâ´ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Bu açık bir günah olmak için kâfidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Bak Allah Teâlâ'ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Bu açık bir günah olmak için kâfidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Yüce Resulüm! (Bak) hayretle bak, o kimselerin hallerine ki (Allah Teâlâ'ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar?.) Kendilerine sahip olmadıkları vasıfları isnat ediyorlar, kendilerini tezkiye ediyor, yani nefislerini övüyor ve sena ediyorlar, kendilerinin Allah katında makbul, Allah'ın rizasına nail olduklarını iddia etmiş oluyorlar. Adeta onların küfrüne, isyanına Cenâb-ı Hak'kın razı olduğunu iddia etmek suretiyle Hak Teâlâ Hazretlerine karşı iftiraya cür'et gösteriyorlar. (Bu) hal, diğer günahlar ve kendilerini temize çıkarmak şöyle dursun, m üst akil I en (açık bir günah olmak için kâfidir) onların yalnız bu iddia ve iftiraları, onların en şiddetli azab ile cezalandırılmalarına sebep olmak için yeterlidir.
§ Rivayete göre bu mübarek âyetler, "Biz Allah'ın oğullarıyız ve dostlarıyız, bizden başkası cennete giremeyecektir" diyen ve gündüzün işledikleri günahların geceleyin ve geceleri işledikleri günahların da gündüzün affedilip örtüleceğini iddia eden bir kısım Yelindi ve Hıristiyan taifesi hakkında nazil olmuştur. Bununla beraber gerçeğe uygun, iyi bir m aks ad I a yapılmış olmayan herhangi bir tezkiye'i nefis de caiz değildir, yerilmiştir. Meselâ: Ümmetin fertlerinden bir insanın kendisini manevî kusurlardan uzak, güzel amal er ile ve çok ibadet ve tekva ile vasıflanmış ve Allah katında manevî yakınlığa kavuşmuş bulunmakla kendisini övmesi, medh etmesi, kendini temize çıkarmaktan ve övün genlikten ibaret olacağı için caiz olamaz.
Fakat Yüce peygamberlerin kendilerini tezkiye etmeleri, haki kat a uygun, ümmetlerinin kendilerine itaat ve tabi olmalarını temin hikmetine dayandığı ve mazhar bulundukları korunmıışlıık, ilâhî I üt uf I ara karşı bir şükran vazifesini ifa maksadına dayanmış olduğundan, caizdir. Ve hikmet ve menfaat gereğidir.
|