4-Nisa Suresi 34. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Erkekler kadınların üzerinde ziyâde kâimdirler. Çünkü Allah Teâlâ onların bazısını bazısı üzerine tafdil buyurmuştur. Ve mallarından infak etmektedirler. İmdi sâlih kadınlar itaatlidirler. Allah Teâlâ´nın hıfzı sayesinde gaybı muhafazakardırlar. Serkeşliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince onlara nasihat veriniz, ve onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövünüz. Fakat size itaat ederlerse artık onların aleyhlerinde bir yol aramayınız, şüphe yok ki, Allah Teâlâ çok yücedir. Çok büyüktür. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Erkekler kadınların üzerinde ziyade kaimdirler. Çünki Allah Teâlâ onların bazısını bazısı üzerine tafdil buyurmuştur. Ve mal-larından harcamaktadırlar. İmdi salih kadınlar, itaatlidirler. Allah Teâlâ'nın koruması sayesinde gaybi koruyucudurlar. Serkeşliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince onlara nasihat veriniz, ve onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövünüz. Fakat size itaat ederlerse artık onların aleyhlerinde bir yol aramayınız, şüphe yok ki, Allah Teâlâ çok yücedir, çok büyüktür. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, aile fertlerinin yetkilerini, vazifelerini gösteriyor, erkeklerin fazla mirasa nail olmalarının hikmetini bildiriyor, gerektiğinde aralarını İslah için birer hakem tayin edilmesini tavsiye ediyor, aile hayatının bir huzur ve mutluluk içinde devamının lüzumuna işaret buyuruyor. Şöyle ki: Erkeklerin miras paylarının fazla olması menfaat gereğidir. Aralarında yaratılıştan ve sonradan kazanılmış farklar vardır. Bu cümleden olarak (erkekler kadınların üzerlerinde ziyade kaimdirler) erkekler, kadınları korurlar, oların geçimlerini temine çalışırlar, onların âmirleri mevkiinde bulunurlar. Çünki Allah Teâlâ yaratılıştan (onların) erkekler ile kadınların (bazısını) erkeklerini (bazısı üzerine) kadınlara göre (üstün kılmıştır) şöyle ki: Erkekler amel ve itaatlar hususunda daha kuvvetlidirler, bunun içindir ki: Erkekler peygamberliğe, imamete, velayete İslâm'ın emirlerini uygulamaya, ve her hususta şahitliğe ehil bulunmuşlardır, (ve) erkekler sonradan kazanılmış, vasıflarla da üstündürler. Çünki onlar (mallarından harcamaktadırlar) eşlerinin mihirlerini verirler, nafakalarını temin ederler ve erkekler lüzum görüldükçe malariyle, canlariyle yurtlarına yardıma koşarlar, dân İslâm'ın şerefini, haysiyetini, korumaya çalışırlar, artık onların eşleri üzerinde bir velayetleri, bir koruma hakları bulunmuş olmaz mı?. Maamafih kadınların da kendilerine mahsus bir fazilet yönü vardır. Onlarda kocalarının meşru emirlerine riâyet ederler, hanelerinin işleriyle meşgul olurlar, çocuklarını besleyip yetiştirmeğe çalışırlar. Artık her iki tarafta vazifelerini lâyıkı veçhile yapmağa gayret ederek birer fazilet örneği olmalı, Cenâb-ı Hak'kın sevabını kazanmalıdır.
(İmdi) kadınların üzerindeki kıyamın ne şekilde cereyan edeceğine gelince onlardan (salih kadınlar, itaatlıdırlar) Allah Teâlâ'ya itaatlıdırlar, kocalarının haklarına da riâyet ederler. (Allah Teâlâ'nın) olan (hıfzı) koruması (sayesinde gaybı) namuslarını, mallarını, şereflerini, sırlarını (koruyucudurlar) bu gibi hususlara riâyet eder dururlar, (serkeşliklerinden) itaatsizliklerinden (korktuğunuz kadınlara gelince) Ey bunların kocaları! Siz evvelâ (onlara nasihat verîniz) iyiye teşvik ve kötüye meyilden korkutmak suretiyle iyiliğini isteyerek öğütlerde bulununuz, (ve) bu öğüt ve nasihatiniz yeterli olmazsa (onları yataklarda yalnız bırakın) onlar ile beraber bir yatakta yatmaktan geri durunuz, onlarla ilişkide bulunmayınız, belki bu hal, onları itaate sevkeder, (ve) maamafih bu da kâfi görülmeyince (onları) hafifçe, eziyet vermeyecek şekilde (döğünüz) böyle hafif bir ceza, bazı kadınlar üzerinde tesir yaparak onları itaate daha fazla sevkedici olabilir. Maamafih fazla döğmek caiz değildir. Bir hadisi şerifte: "Sizden biriniz kölesini döğercesine eşini döğerde sonra günün sonunda onu yatağına alır mı?" diye buyrulmuştur. Yani böyle bir hareket, muvafık değildir, (fakat) eşleriniz öyle bir muameleden sonra (size itaat ederlerse artık) kınamak gibi, eziyet vermek gibi bir şekilde (onların aleyhlerinde bir yol aramayınız) artık vaktiyle olan kötü hâli, olmamış gibi telâkki ediniz. Çünki günahtan tövbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur. (Şüphe yok ki. Allah Teâlâ çok yücedir.) Ondan korkunuz Cenab'ı Hak şanının yüceliğine rağmen sizleri tövbe edince affediyor, artık siz eşlerinizi size itaat ettikleri takdirde affetmeli değil misiniz?. Ve Cenâb-ı Hak, (çok büyüktür) kimseye zulüm etmez ve kimsenin hakkını eksik vermez. Böyle büyüklüğü ile beraber tövbeleri kabul, kusurları affediyor. Artık siz de Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanın aksi takdirde onun azamet ve büyüklüğünün ceza pençesinden yakalarınızı kurtaramazsınız.
|