4-Nisa Suresi 140. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve muhakkak kitabı da sizin üzerinize indirmiştir ki, Allah Teâlâ´nın âyetlerine küfredildiğini ve onlar ile istihzâ yapıldığını işittiğiniz zaman başka lâkırdıya dalacaklarına kadar onların yanında oturmayınız. Şüphe yok ki siz de o zaman onların misli olmuş olursunuz. Muhakkak ki, Allah Teâlâ münafıkları ve kâfirleri cehennemde toptan toplayıcıdır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve muhakkak kitapta sizin üzerinize indirmiştir ki, Allah Teâlâ'nın âyetlerine küfredildiğini ve onlar ile alay edildiğini işittiğiniz zaman başka lâkırdıya dalacaklarına değin onların yanında oturmayınız. Şüphe yok ki siz de o zaman onlar gibi olmuş olursunuz. Muhakkak ki, Allah Teâlâ münafıkları ve kâfirleri cehennemde toptan toplayıcıdır. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime mukaddesata hakaret eden kimseler ile aynı mecliste olmaktan müslümanları sakındırmakta, öyle bir yakınlığın neticedeki rezaletini ihtar buyurmaktadır. Şöyle ki: Ey sadık müminler!. Ve ey kâfirler ile aynı mecliste olup onların İslâmiyet aleyhindeki lâkırdılarına iştirak eden münafıklar!. Kâfirleri dost tutmayınız diye sizlere Cenâb-ı Hak emrediyor. (Ve muhakkak kitapta) Kur'an'ı Kerim'de, Mekke'i Mükerreme'de nazil olan sûre'i en'amda (sizin üzerinize) bir âyeti kerime (Indîrmiştîr ki. Allah Teâlâ'nnı âyetlerine) Kur'an'ı Kerim'e (küfredildiğini) onun bir ilâhî kitap olduğu inkâr olunduğunu (ve onlar ile) o Kur'an âyetleriyle (alay edildiğini işittiğiniz zaman başka lâkırdıya) böyle mukaddesat aleyhinde olmayan sözlere (dalacakları) zamana (değin onların) o kâfirlerin, o alaycı herif lerin (yanında oturmayınız) onlardan yüz çeviriniz. O halde onlar ile dostlukta, onları ağırlamaz ve ikramda bulunmanız nasıl caiz olabilir?. (Şüphe yok ki) O kâfirce sözleri dinleyip durursanız (siz de o zaman) öyle onlar ile oturup durduğunuz vakit (onların) günahta, azabı hak etmede (benzeri olmuş olursunuz) çünki onların meclisini terkedebilecek durumda iken terketmediğinizden dolayı onlara katılmış sayılırsınız, (muhakkak ki. Allah Teâlâ münafıkları ve kâfirleri cehennemde toptan toplayıcıdır.) Çünki münafıklar da küfür hususunda diğer küfrünü açıklayan kâfirler gibi olduklarından hepsi de birden cehenneme atılacaklardır. Dünyada aynıdurumda oldukları gibi âhirette de cehennemde de aynı mecliste bulunacaklardır. Ne feci bir beraberlik!.. Sûre'i enamdaki âyeti kerime = Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya daldıklarını gördüğün
vakit, başka bir söze geçinceye kadar, onlardan uzaklaş. (En'am 6/68) Nazmı şerifidir.
Malûm olduğu üzere bir kimse bir küfre razı olursa kâfir olur. Ve bir kimse bir kötülüğün, gayrimeşru bir muamelenin işlendiği yerde bulunur, onu işleyenlere karışırsa günahta onlar ile beraber olur. İsterse kendisi o kötülüğü fiilen işlemesin. Fakat onların o kötü işlerini kalben kınadığı halde bir korku, bir zaruret, bir tekıyye (sakınma) sebebiyle onlar ile aynı mecliste olursa o zaman sorumlu olmaz. Bununla beraber öyle bir mecliste bulunan bir mü'min için eğer imkân varsa onların gayrı meşru hareketlerini kınamak, onları usulü dairesinde aydınlatma ve irşad etmeye çalışmak lâzımdır. Bu bir iyiliği emretme vazifesidir.
|