KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

11-HUD SURESI (123 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Hud Suresi 49  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 11/49
11-HUD SURESI - 49. AYET    Mekke
تِلْكَ مِنْ أَنْبَاءِ الْغَيْبِ نُوحِيهَا إِلَيْكَ ۖ مَا كُنْتَ تَعْلَمُهَا أَنْتَ وَلَا قَوْمُكَ مِنْ قَبْلِ هَٰذَا ۖ فَاصْبِرْ ۖ إِنَّ الْعَاقِبَةَ لِلْمُتَّقِينَ -49
Tilke min embail ğaybi nuhıyha ileyk ma künte ta´lemühü ente ve la kavmüke min kabli haza fasbirv innel akıbete lil müttekıyn
11-Hud Suresi 49. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: İşte bu, gayb haberlerindendir. Bunu sana vahyediyoruz. Bunu ne sen ve ne de kavmin bundan evvel bilir değildiniz. Artık sabret. Şüphe yok ki akıbet muttakîler içindir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: İşte bu, gayıp haberlerindendir. Bunu sana vahy ediyoruz. Bunu ne sen ve ne de kavmin bundan evvel biliyordunuz. Artık sabr et. Şüphe yok ki akıbet sakınanlar içindir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(İşte bu) Nuh Aleyhisselâm'ın kıssası, onun ve kavminin hakkındaki haber (gayıp haberlerindendir.) Diğer haberler gibi gelişigüzel, herkesçe bilinen haberlerden değildir. (Bunu) Bu Nuh Aleyhisselâm ile kavmi hakkındaki haberi (sana vahy ediyoruz) Kur'an'ı Kerim vasıtasiyle bildiriyoruz, (bunları ne sen ve ne de senin kavmin bundan evvel) Kur'an'ın inmesinden önce (bilir değildiniz) Gerçekten tüfân hadisesi, insanlar arasında meşhur ise de onun ayrıntılarına, meydana gelmesinin sebeplerine ve diğer ayrıntılarına vâkıf değildiler. Bunlar gayıp kabilinden bulunuyordu. Özellikle Rasûlü Ekrem hikmet gereği ümmi idi, kavmi de dünya tarihini bilmekten mahrum kimseler bulunuyordu. Bu sebeple de böyle bir kıssadan haberleri yok idi. Sonra Cenab'ı Hak, Kur'an'ı Kerim vasıtasiyle Peygamber Efendimizi ve onun ümmetini bunlardan ayrıntılı olarak haberdar buyurmuştur. (Artık) Ey Yüce Peygamber!. Sabret sana imân edenler de sabretsinler. Bir takım kâfirlerin ezâ ve cef âşinâ karşı tahammül gösteriniz. Risaletini tebliğden geri durma, geçici bir ezâ ve cef âyâ katlan. Nitekim Nuh Aleyhisselâm da böyle eziyetlere, üzüntülere karşı sabr etmiş idi. (Şüphe yok ki, akıbet sakınanlar içindir) Dünyada zafere ulaşmak, âhirette de kurtuluş ve selâmete kavşumak, küfrden ve günahlardan sakınan kullar için va'd olunmuştur. Bu Kur'ânî açıklamalar, Rasûlü Ekrem için bir teselli ve müjdeyi içermektedir. Gerçekte Rasûlü Ekrem bu nimetlere kavuşmuştur. Yaydığı İslâm dini de kıyamete kadar devam edip insanlık âlemine nurlar saçacaktır. Kur'an-ı Kerim'de bu gibi Peygamberlere ait kıssaların bir kısım sürelerde tekrar tekrar beyan buyumlması çeşitli hikmetlere; faydalara dayanmaktadır. Bununla beraber bu kıssaların çoğusu çeşitli usul ile, başka başka ilâveler, mevzular ile bildirilmiş, Kur'an'ı Kerim'in bir söz mucizesi olduğu bu şekilde de tecelli etmiştir. Sonra Rasûlü Ekrem, vakit vakit birçok cemaatlar ile temasta bulunuyor, onlara icabına göre Peygamberlerin hayat tarihlerinden bahse lüzum görülüyordu. Bu sebeple de bu kıssalar tekrar ederek beyan buyurulmuştur. Bir de Peygamber devrindeki kâfirler, kâh ilâhî azabın kâfirlerin başına geleceğini inkâr ediyorlardı, kâh da dindar olanlara karşı pek vahşîce hareketlere cür'et gösteriyorlardı. Artık evvelki Peygamberlerin de onlara inananların da böyle inkârlar, eziyetler karşısında kalmış oldukları beyan buyuru I arak Rasûlü Ekrem'e ve onun dinine girmiş olan müslümanlara tarihî örnekler gösterilmiş, teselli vermek hususu temin buyurulmuştur. Eğer bu kıssalara, bu ibret alınacak olaylara, bir kere yer verilmiş olsa idi, bu kadar nazarı dikkati cebedemiyeceği cihetle Kur'an-ı Kerim'in inişindeki hikmete; faydaya da uygun olamazdı. Binaenaleyh Kur'an'ı Kerim'deki bazı âyetlerin, kıssaların böyle tekrar etmesi daha birçok hikmetleri, fâideleri içermektedir. Hz. Nuh için A'raf süresindeki (62)'inci âyeti celilenin tefsirine de bakınız!.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014