KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

11-HUD SURESI (123 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Hud Suresi 40  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 11/40
11-HUD SURESI - 40. AYET    Mekke
حَتَّىٰ إِذَا جَاءَ أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِنْ كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَنْ سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ آمَنَ ۚ وَمَا آمَنَ مَعَهُ إِلَّا قَلِيلٌ -40
Hatta iza cae emruna ve farat tennuru kulnahmil fıha min küllin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlü ve men amen ve ma amene meahu illa kalıl
11-Hud Suresi 40. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Nihâyet emrimiz geldiği ve tennur kaynadığı vakit dedi ki: «Onun içine herbirinden ikişer çift ve aleyhine hüküm sabketmiş olandan maada ehlini ve imân etmiş olanları yükle.» Ve maamafih pek azından başkası onunla beraber imân etmemişti.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Nihayet emriniz geldiği ve tandır kaynadığı vakit dedi ki: Onun için herbirinden ikişer çift ve aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında aileni ve imân etmiş olanları yükle ve maamafih pek azından başkası onunla beraber imân etmemiştir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, Nuh Aleyhisselâm'ın kavmi için vadedilen azap zamanının geldiğini, tufanının geldiğini, tüf anın zuhura gelip müthiş bir vaziyet aldığını bildiriyor, İmân edenlerin gemiye binerek ve Allah'ın ismini zikrederek selâmet içinde kaldıklarını, Nuh Aleyhisselâm'ın oğlu Kenan'ın da o muhterem pederinin emrine itaat etmeyip dalgalar arasında helak olup gittiğini beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Hz. Nuh, gemiyi yapıp bitirince (nihayet emrimiz geldiği) kavminin helakine ilâhî irademiz tecelli eylediği (ve tandır kaynadığı) tandırdan sular fışkırmaya başladığı (vakit) Hz. Nuh'a vahy ederek (dedi ki: Onun içine) o yaptığın geminin içerisine (herbirinden) yeryüzünde bulunması takdir edilen her çeşit hayvandan (ikişer çift) birer erkek ve birer dişi yükle (ve aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında aileni) de yükle ki, bunlar Hz. Nuh'un müslüman olan eşiyle müslim olan Sam, Ham ve Yasef adındaki üç oğludur. Hakkında Allah'ın hükmü geçmiş olandan maksat ise Hz. Nuh'un kendisine imân etmemiş olan diğer bir eşiyle Kenan veya Yâm adındaki oğludur. Bunlar kâfir bulunuyorlardı. (Ve imân etmiş olanları) Gemiye (yükle) yani: Ya Nuh! Kavminden sana imân edenleri de yanına al (ve maamafih pek azından başkası onunla beraber imân etmemişti.) Hz. Nuh'un dine davetine rağmen kavminin büyük bir kısmı küfr içinde yaşıyorlardı. Bir rivayete göre imân edenlerin sayısı (78) erkek ile kadından ibaretti. Bunların sekizi Hz. Nuh'un ailesi bulunuyordu ki: Onlar da Hz. Nuh'un bir eşiyle üç oğlu ve bunların üç hanımı idi. Velhâsıl, İmân edenler az bir cemaat idi. Sayılarını Cenâb-ı Hak bilir. § Rivayete göre Hz. Nuh, gemiyi abanoz ağaçlarından yapmış iki veya dört senede bitirmiştir. Bu geminin üç tabakası vardı. Alt tabakasında vahşi, haşerât denilen hayvanlar, orta tabakasında diğer evcil hayvanlar, üst tabakasında da Hz. Nuh ile kendisine imân etmiş olanlar bulunuyordu. Bu gemi, ilk yapılan bir gemidir. Bir rivayete göre bunun uzunluğu üçyüz arşın imiş. Hz. Adem'in mübarek cesedinin bu gemiye alınmış olduğu rivayet olunmaktadır. Kendisine ihtiyaç görülen yiyilecek şeylerde gemiye alınmıştı. § Tennurdan ve onun feveranından maksat nedir?. Bilindiği üzere Tennür lügatte tandır dediğimiz ve içinde ekmek pişirilen bir ocaktır, bir nevi fırmdır. Feveran da kaynamak, fışkırmak demektir. Bu âyeti kerimedeki tennurun feveranı ise çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Kısacası deniliyor ki: (1) Bu tennür bir ocaktan ibaret idi. Bu Hz. Adem'e ait olup taştan yapılmıştı. Hz. Nuh'a intikâl etmiş idi, eşi bunda ekmek pişirirdi. Bu tennurdan suların fışkırmaya başlaması, tufan için bir alâmet bulunmuştu. Müfessirlerin birçoğu bu görüştedirler. Bu tennür Küfe'd e veya Şam'da veyahut Hint'te bulunuyordu. (2) Bundan maksat, suların yüksek bir mevkiden itibaren fşıkırmış olmasıdır. Bu bir kinaye yoludur. Tennurdan suların fışkırması gibi tasvir edilmiştir. Suların öyle galeyana başlaması, ateşin, sıcaklığın, parlamaya, yayılmaya başlaması gibi sayılmıştır. (3) Tennurdan maksat, yeryüzüdür. Yeryüzüne de tennür denilmiştir. Suların yerden fışkırması da onun galeyanından, her tarafa yayılmaya başlamasından ibarettir. (4) Bundan maksat. Fecrin doğusu ile sabah nurlarının, şafak ışıklarının etrafa satılmasıdır. Böyle bir andan itibaren gemiye binilmesi emr olunmuş oluyor. Bu, İmamı Ali Hazretlerinden mervidir. (5) Bundan maksat, Ebu Hayyan in tefsirinde beyan olunduğuna göre gemide suyun toplantığı mevkiidir. Bu yorum, geminin âdeta kazanlı olup içindeki kaynama suyun buhariyle hareket eder bir halde buunduğunu gösteriyor. Gerçekte Hz. Nuh'un aldığı ilâhî bir vahiyden dolayı bugünkü buhar ile hareket eden gemiler gibi bir gemi meydana getirmiş olduğu gözden uzak tutulamaz. Tufandan sonra toplum hayatı uzun bir müddet felce uğramı;, birçok şeyler unutulmuş, bu mükemmel gemi de devam etmeyip unutulmuş olabilir. Bilâhere fennin ilerlemesiyle şimdiki buharlı gemiler de meydana getirilmiştir. Maamafih bu hususta kesin bir hükm verilemez. Gerçek bilgi Allah katındadır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014