KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

9-TEVBE SURESI (129 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Tevbe Suresi 70  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 9/70
9-TEVBE SURESI - 70. AYET    Medine
أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ إِبْرَاهِيمَ وَأَصْحَابِ مَدْيَنَ وَالْمُؤْتَفِكَاتِ ۚ أَتَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ ۖ فَمَا كَانَ اللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِنْ كَانُوا أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ -70
E lem ye´tihim nebüllezıne min kablihim kavmi nuhıv ve adiv ve semude ve kavmi ibrahıme ve ashabi medyene vel mü´tefikat etethüm rusülühüm bil beyyinat fe ma kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun
9-Tevbe Suresi 70. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Onlara, o kendilerinden mukaddem olanların, Nûh, Âd, Semûd kavminin ve İbrahim kavminin ve Medyen ile Mü´tefikat ashâbının haberi gelmedi mi? onlara peygamberleri açık mûcizeler ile gelmişti. Artık Allah Teâlâ onlara zulmeder olmadı, velâkin onlar kendi nefislerine zulmeder oldular.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Onlara, o kendilerinden önce olanların. Nuh, Ad, Semud kavminin ve İbrahim kavminin ve Medyen ile Mütefikât esbabının haberi gelmedi mi?. Onlara Peygamberleri açık mucizeler ile gelmişti. Artık Allah Teâlâ onlara zulm eder olmadı, ve lâkin onlar kendi nefislerine zulm eder oldular.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime, eski kâfirlere benzemekte bulunan münafıkların gaflet ve aşağılığına işaret etmekte, onların küfrleri yüzünden nekadar felâketlere uğramış olan geçmiş kavimlerin tarihî hallerinden ne için ibret almamakta olduklarını kınamaktadır. Şöyle ki: (Onlara) O münafıklara (o kendilerinden önce olanların) haberleri gelmedi mi?. Elbette gelmiş bulunmaktadır. O geçmiş kavimlerin ilâhî emre muhalefet. Peygamberlerine karşı isyana cür'et etmeleri yüzünden nekadar helake uğramış oldukları bilinmektedir. Bahusus (Nuh, Ad, Semud kavminin ve İbrahim kavminin) haberleri size gelmedi mi? Şüphe yok ki gelmiştir. Malumdur ki: Nuh Aleyhisselâm'ın kavmi tufan ile Hud Aleyhisselâm'ın kavmi olan Âd taifesi, rüzgârlar ile Salih Aleyhisselâm'ın kavmi olan Semud taifesi, yer hareketi ile mahvolup gitmişlerdir. İbrahim Aleyhisselâm'ın kavmi olan Bâbil ahalisi de bütün nimetlerinden mahrum kalmışlar, hükümdarları olan Nemrud da dimağına musallat olan bir sivri sinekle geberip gitmiştir. (Ve medyen ile mütefikât esbabının haberi) de (gelmedi mi?.) elbetteki gelmiştir. Tarihen meşhurdur ki: Şuayb Aleyhisselâm'ın kavmi olan Medyen ahalisi bir azap sesiyle mahvolmuşlardır. Ve yine o Yüce Peygamberin gönderilmiş olduğu iyle ahalisi de bir şiddetli sıcağa yedi gün tutulmuşlar, bütün ırmakları kaynamıştı. Üzerlerine gelen bir bulutun altında toplanmışlardı, derken o buluttan bir ateşyağarak hepsini de yakıp bitirmişti. Buna "Yevmüz Zille" azabı denilmektedir. Lüt Aleyhisselâm'ın Peygamber gönderilmiş olduğu "Mütefikât" ahalisi de başlarına yağdırılmış olan taşlar ile ve yurtlarının uğradığı depremler ile mahvolup gitmişlerdir. İşte bütün bu tarihî hadiseler de Ey münafıklar!. Sizin malûmunuzdur. (Onlara) O zikredilen altı taifeye (Peygamberleri açıl; mucizeler ile gelmişti) açık deliller ile davalarını isbat etmişlerdi. O taifeler ise bu mucizelere, hüccetlere rağmen yine o muhterem Peygamberleri inkâr etmiş, Allah Teâlâ'nın emirlerine muhalefette bulunmuşlardır. Şimdi Ey münafıklar!. Siz de o eski milletler gibi hareket ederseniz şüphe yok ki, siz de onlar gibi felâketlere" mâruz kalırsınız. Bunu bir düşününüz. (Artık Allah Teâlâ onlara) O helak olan kavimlere (zulmeder olmadı) onların öyle kahra uğramaları bir ilâhî zulm değildir. Hâşâ (velâkin onlar kendi nefislerine zulmeder oldular) kendi küfrleri, isyanları sebebiyle o felâketlere uğramışlardır. Şimdi sizde bu kötü hareketlerinize devam ederseniz kendi felâketinize kendiniz sebebiyet vermiş olursunuz. Daha nice kavimler, küfür ve isyanları yüzünden helak olup gitmişlerdir. Fakat bu beyan olunan altı kısım taifenin yaşadıkları yerler Arap yarımadasına yakın ve bunların tarihî durumları Arap'larca daha fazla meşhur olduğu için bu âyeti kerime de bunlar bir ibret örneği olmak üzere zikredilmiştir. "Mütefikât", Lüt Aleyhisselâm'ın kendilerine Peygamber gönderildiği bir kavmin ikamet etmiş oldukları birçok bucaktan ibarettir. Müfredi: Mütefikedir. Bu kavim, büyük bir inkılâba uğramış, yurtları altüst olmuş olduğu için onların yurtlarına bu ad verilmiştir. Çünki "itifak" kelimesi lügatte inkılâp manasınadır, bu halde mütefikât da münkalibat (altüst olmuşlar) mânâsına olmuş oluyor.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014