KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

13-RA'D SURESI (43 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Ra'd Suresi 25  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 13/25
13-RA'D SURESI - 25. AYET    Mekke/Medine
وَالَّذِينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ ۙ أُولَٰئِكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ -25
Vellezıne yenkudune ahdellahi min ba´di mısakıhı ve yaktaune ma emarallahü bihı ey yusale ve yüfidune fil erdı ülaike lehümül la´netü ve lehüm suüd dar
13-Ra'd Suresi 25. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve o kimseler ki, Allah´ın ahdini takviye ettikten sonra bozarlar ve Allah´ın bitiştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte lânet onlaradır. Yurdun kötüsü de onlaradır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve o kimseler ki. Allah'a verdikleri sözü pekiştirdikten sonra bozarlar ve Allah'ın gözetilmesini emrettiği şeyi terkederler ve yeryüzünde fesat çıkkarırlar. İşte lanet onlaradır. Yurdun kötüsü de onlaradır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetlerde kabul ve tercih etmiş oldukları sözlerine ve Cenab'ı Hak'kın emirlerine riâyet etmeyen bedbaht kimselerin pek kötü akıbetlerini bildiriyor. Daima değişikliğe uğrayan dünya hayatının âhiret hayatına göre bir öneme sahip olmadığını ihtar ediyor ve Rasülü Ekrem'in peygamberliği binlerce âyet ile ortada iken başka bir alâmet isteyen kâfirlerin sapıklığa düşmüş olduklarını, hakkı kabul edenlerin ise hidayete, kalp sükûnetine kavuşmuş olduklarını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: Söz ve antlaşmaya riâyet edenlerin güzel âkibetleri beyân olunmuştur. (Ve) Bilâkis (o kimseler ki. Allah'ın ahdini) imân ve tasdik edilmesi icâbeden esaslara âit tekliflerini kabul ve itiraf ile pekiştirdikten (takviye ettikten sonra bozarlar) ona muhalefette bulunurlar (ve Allah'ın gözetilmesini) riâyet edilmesini hakkında hürmet ve riâyette bulunulmasını (emrettiği şeyi terkederler) meselâ: Yüce Peygamberlerin aralarını ayırmayıp hepsini de tasdik ile yükümlü oldukları halde onların hepsini veya bir kısmını inkârda bulunurlar, akrabaların haklarına, mü'minlerin hukukunu gözetmekle mükellef bulundukları halde bunları gözetmezler (ve yeryüzünde fesat çıkarırlar) meselâ: Zulm ederler, insanların kalplerini yanlış fikirler ile coşturmaya çalışırlar, halkı hak'ka aykırı ve bâtıl şeyleri kabule teşvikte bulunurlar. (İşte lanet onlaradır) Allah'ın rahmetinden uzak düşecek olan, onlardır. (Yurdun kötüsü de onlaradır) dünyanın kötü akibeti veya cehennem azabı onlara yöneliktir. Artık bir insan kendisini böyle müthiş bir âkibete, felâkete uğratacak olan kâfirce hareketlerde bulunmalı mıdır?. Her insan, buny düşünmeli değil midir?. Geçici dünya varlığına o kadar kapılarak ebedî hayatı, ebedî bir âlemi düşünmemek nasıl uygun olabilir?.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014