KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

13-RA'D SURESI (43 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Ra'd Suresi 22  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 13/22
13-RA'D SURESI - 22. AYET    Mekke/Medine
وَالَّذِينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ -22
Vellezıne saberubtiğae vechi rabbihim ve ekamus salate ve enfeku mimma razaknahüm sirrav ve alaniyetev ve yedraune bil hasenetis seyyiete ülaike lehüm ukbed dar
13-Ra'd Suresi 22. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve onlar ki, Rablerinin rızasını isteyerek sabretmişlerdir ve namazı doğruca kılmışlardır ve kendilerine merzûk ettiğimiz şeylerden gizlice ve âşikâre olarak infakta bulunmuşlardır ve kötülüğü iyilik ile def´ederler, işte onlar için bu dünyada iyi bir akıbet vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve onlar ki, Rab'lerinin rızasını isteyerek sabretmişlerdir ve namazı doğruca kılmışlardır ve kendilerine rızıklandırdığımız şeylerden gizlice ve açık olarak harcamada bulunmuşlardır ve kötülüğü iyilik ile savarlar, işte onlar için bu dünyada iyi bir akıbet vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve onlar ki) O takva sahibi müminler ki (Rablerinin rızasını isteyerek) nefislerinin kötü eğilimlerine karşı direnç göstermek ve üzerlerine düşen vazifeleri yerine getirmeye çalışmak hususunda ve takdir edilen bâzı belalara, musibetlere karşı tahammül göstermek suretiyle (sabr etmişlerdir) Allah'ın takdirine razı bulunmuşlardır. (Ve namazı) Farz ve nafile olan herhangi namaz vazifesini (doğruca kılmışlardır) rükün ve şartlarına güzelce riâyette bulunmuşlardır. (Ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden) nimetlerden, servetlerden (gizlice ve açıkça harcamada bulunmuşlardır) meselâ: Zekâtlarını, sadakalarını fakirlere gâh açıkça ve gâh gizlice vermişlerdir. Bir suçlamadan kurtulmak veya başkalarına uyulması gereken, bir örnek olmak için zekâtı açıkça vermek uygundur. Fakat böyle olmayınca gizlice vermek daha iyidir. Tâki, fakirin utanmasına veya kendisinin gösterişte bulunmuş olmasına meydan verilmiş olmasın. Sadakaların da gizlice verilmiş olması daha iyidir. (Ve) O zâtlar (kötülüğü iyilik ile savarlar) yani: İnsanlık icabı bir kusur yapmış olunca arkasından bir iyilik, bir güzel âmel yaparak Cenab'ı Hak'tan af taleb ederler. Ve birine hiddetlenince hemen yumuşakça bir vaziyet alırlar. Bir kimseden bir kötü söz işitince kendileri güzel bir söz ile karşılıkta bulunurlar. Bir zulm görseler onu affa çalışırlar. Kendilerini yakınları gelip ziyaret etmedikleri hâlde onlar gider ziyarette bulunurlar (işte onlar için) öyle yüksek amel, güzel ahlâk sahipleri için (bu dünyada iyi bir âkibet vardır) onlar dünyada güzel bir istikbâle kavuşurlar, güzel bir sona ulaşırlar.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014