KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

13-RA'D SURESI (43 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Ra'd Suresi 16  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 13/16
13-RA'D SURESI - 16. AYET    Mekke/Medine
قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ قُلِ اللَّهُ ۚ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُمْ مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ لَا يَمْلِكُونَ لِأَنْفُسِهِمْ نَفْعًا وَلَا ضَرًّا ۚ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْأَعْمَىٰ وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ ۗ أَمْ جَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ خَلَقُوا كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ ۚ قُلِ اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ -16
Kul mer rabbüs semavati vel erdı kulillah kul e fettehaztüm min dunihı evliyae la yemlikune li enfüsihim nef´av ve la darra kul hel yestevil a´ma vel besıyru em hel testeviz zulümanüt ven nur em cealu lillahi şürakae haleku ke halkıhı fe teşabehel halku aleyhim kulillahü haliku külli şey´iv ve hüvel vahıdül kahhar
13-Ra'd Suresi 16. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: De ki: «Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?» De ki: «Allah´tır.» De ki: «Artık O´ndan başka velîler mi edindiniz ki, kendi nefisleri için bile ne bir menfaate ve ne de bir mazarrata mâlik olamazlar.» De ki: «Hiç kör ile gören müsavî olur mu? Veya zulmetler ile nûr müsavî olur mu?» Yoksa Allah´a öyle ortaklar mı kıldılar ki, onlar da Allah´ın yarattığı gibi yarattılar da artık onlara bir yaratma benzeyişi mi oldu? De ki: «Her şeyin yaratıcısı Allah Teâlâ´dır. Ve O, birdir, kahredicidir.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: De ki: Göklerin ve yerin Rab'bi kimdir?. De ki: Allah'tır. De ki: Artık o'ndan başka dostlar mı edindiniz ki, kendi nefisleri için bile ne bir menfaate ve ne de bir zarara sahip olamazlar. De ki: Hiç kör ile gören e;it olur mu?. Veya karanlıklar ile aydınlık eşit olur mu? Yoksa Allah'a öyle ortaklar mı kıldılar ki, onlar da Allah'ın yarattığı gibi yarattılar da artık bu yaratma onlarca birbirine benzer mi göründü? De ki: Herşeyin yaratıcısı Allah Teâlâ'dır. Ve o, birdir, karşı durulamaz güç sahibidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Resulüm!. O inkarcılara, Allah'ın mâbudluğunu düşünmeyen gafillere (de ki: Göklerin ve yerin Rab'bi kimdir?.) bunların ve bunlarda bulunanların yaratıcısı, sahibi, işlerinin idarecisi kimdir?. Bir kere bunu düşünmeli değil misiniz?. Yüce Resulüm!. O gâfilere (de ki:) Bütün onların Rab'bi yalnız (Allah'tır) O'ndan başka Alemlerin Rabbi yoktur. Siz de bunu vakit vakit itiraf edersiniz. O halde Yüce Resulüm!. Onlara (de ki: O'ndan) o âlemlerin Rab'binden (başka dostlar nil edindiniz ki) bir takım putları Tanrı sanarak kendilerine tapındınız ki, onlar (kendi nefisleri için bile ne bir faydaya ve ne de bir zarara sâhipolamazlar) onlar kendileri için ne bir menfaat sağlayabilirler ve ne de kendilerine yönelen bir zararı def etmeye güç yetirebilirler. Artık ey putperest insanlar!. Sizlere ne fâideleri olabilir ki, onlara tapınıyorsunuz?. Bir kere düşünmeli değil misiniz?. Yüce (tabibim!. O gafillere (de ki: Hiç kör ile gören aynı olur mu?.) Yani: Hiç bilen ve gören bir Yüce Yaratıcı ile bilmekten, görmekten mahrum, âdi bir mahlûk eşit midir. Öyle bir mahlûka tap 11 ab ilsin veya hakikatları görmeyen, hakiki mabudunu tanımayan bir kâfir ile Hakkı tanıyan yüce Mabuda kullukta bulunan bir mü'mineşit midir?. Elbette eşit değildir. Kâfir, hidâyetyolunu görüp tâkibetmekten âciz bulunmaktadır. Bir mü'min ise hidâyetyolunu takibederek bir ebedî saadet sahasına erişecektir. (Veya karanlıklar ile aydınlık eşit olur mu?.) Elbetteki eşit olamaz. Evet.. Küfr ve sapıklıktan ibaret olan şeyler ile sırf hidâyet olan Allah'ı birleme ve imân arasında eşitlik düşünülemez. Küfr ve sapıklık, insanı karanlıklar içinde bırakır, mahveder. Allah'ı birlemek ve hakikî imân ise insanı bir selâmet ve saadet sahasına kavuşturur, onu ebedî, mutlu bir hayata ulaştırır. Artık nasıl olur da böyle bir aydınlık dururken öyle karanlıklar tercih edilebilir?. Ey Yüce Peygamber!. (Yoksa) o kâfirler (Allah'a öyle ortaklar mı kıldılar ki) yani: Kendileri de öyle bir iddiada, bir kanaatte bulunamazlar ki, (onlar da) o ortaklarda (Allah'ın yarattığı gibî yarattılar da) meselâ: Onlar da gökler gibi .yerler gibi, güneş ve ay gibi şeyleri yoktan var ettiler de (artık onlara) o müşriklere (bu yaratma birbirine benzer mi göründü) yani: Allah Teâlâ'nın yaratması ile o'na ortak koştukları şeylerin bu yaratmaları arasında bir benzerlik mi meydana geldi de artık Allah'ın neleri yaratmış olduğu ile bunların neleri yarattıklarını birbirinden ayırt edemez oldular!. Ve onları da bu yaradılışlarından dolayı ibâdete lâyık gördünüz!. Halbuki, böyle bir benzerlik meydana gelmiş değildir, o putların böyle birşeyi yaratamıyacağını siz de bilirsiniz. Artık o putlar, ibâdete nasıl lâyık olabilirler?. Ey Yüce Resulüm!. Hakkı ortaya çıkarmak ve kendilerini ikaz ve irşâd için o müşriklere (de ki: Herşeyin yaratıcısı Allah Teâlâ'dır) O'ndan başka yaratıcı voktur ki, ibâdete lâyık olabilsin (ve o) Kâinatın yaratıcısı (birdir) Hanlığında, rablığında tektir, birliğe sahiptir. Ve o Yüce Yaratıcı (kahredicidir) isterse bütün kâinatı mahv ve perişan edebilir. Müşrikleri elbette kahredecek ve cezalandıracaktır. Artık öyle Allah'ın kahrından kendilerini kurtaramıyacak olan bir takım putlara ve mahlûk kimselere nasıl ilahlık ve mâbudluk sıfatı verilebilir?. Onlara nasıl ibâdet edilebilir. Bunu her akıllı kimse düşünüp anlayamaz mı?. Bütün insanlar, Kâinatın Yaratıcısının kudret eserlerini düşünüp nurlu bir vicdana kavuşmalıdırlar.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014