9-Tevbe Suresi 91. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ne zayıflar üzerine, ne de hastalar üzerine ve ne de harcayacakları bir şey bulamayanlar üzerine bir günah yoktur, Allah Teâlâ için ve Peygamberi için hayırhâh bulundukları takdirde. İhsanda bulunanların aleyhine hiçbir yol yoktur. Ve Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ne zayıflar üzerine, ne de hastalar üzerine ve ne de harcayacakları birşey bulamayanlar üzerine bir günah yoktur. Allah Teâlâ için ve Peygamberi için hayır dileğinde bulundukları takdirde. İhsanda bulunanların aleyhine hiçbir yol yoktur. Ve Allah Teâlâ çok bağışlayan, pek esirgeyendir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, dört kısım kimselerin gerçekten mazeret sahibi olup cihada iştirak etmemelerinden dolayı mes'ul olmayacaklarını bildiriyor, ve mes'uliyetin, sorumluluğun kimlere yöneleceğini ihtar buyuruyor. Şöyle ki: Cihad, bir dini görevdir. Fakat mutlaka her müslüman bununla mükellef değildir. Bu cümleden olarak (Ne zayıflar üzerine) Yani: Pek ihtiyarlar üzerine veya yaratılıştan zayıf nahif olanlar üzerine (ne de harcayacakları bir şey bulamayanlar üzerine) yani: Cihad yolunda nafakasını temin edebilecek bir mala sahip bulunmayanlar üzerine böyle cihada iştirak edemediklerinden dolayı (bir günah yoktur) bunlar geri kalabilirler. Fakat onların hakkındaki bu şer'İ müsaade (Allah Teâlâ için ve Peygamberi için hayır isteğinde bulundukları takdirdedir) Evet… Onlar tâm bir imân sahibi gizli ve açıkça ibadetten ve itaatden geri durmamalıdırlar. Müminleri cihada teşvik için nasihatta bulunmalıdırlar. Mücahitlerin geride kalmış ailelerine mümkün olan yardımları yapmalıdırlar. Mücahitlerin aleyhinde bulunmayı? Fitneye sebebiyet verecek sözlerden sakınmalıdırlar. Müslümanlara sevinç verecek haberleri ulaştırmayı bir vazife bilmelidirler. Elden gelen iyiliklerden geri kalmamalıdırlar. Bu şekilde hareket edecek zatlar, İslâm toplumuna yine yardımda lütuf ve ihsanda bulunmuş olurlar. (İhsanda bulunanların aleyhine) ise (hiçbir yol yoktur.) onları kimse yeremez ve kınayamaz. Onlar milletin fâideli, kıymettar uzuvlarından sayılırlar, (ve Allah Teâlâ çok bağışlayandır) kullarının günahlarını af ve mağfiret buyurur ve (pek esirgeyendir) bütün kulları hakkında merhameti gahpür. İnsanlar kusurlardan uzak olamazlar. Elverir ki, kusurlarını bilsinler, tövbe ve istiğfar etsinler, kerem sahibi olan Yüce Mâbud'un merhametine iltica etsinler. Bir mazeret sebebiyle cihaddan mahrum kalanlar da yine insanlık icabı kusurları bulunsa bu ilâhi affa mazhar olabilirler. Elverir ki hayır isteğinde bulunmak suretiyle mensup oldukları İslâm cemiyetine ihsanda, güzel muamelede bulunacak olsunlar.
|