9-Tevbe Suresi 35. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
O günde ki, bunların üstü cehennemin ateşinde kızdırılıp, onunla alınları, yanları ve arkaları dağlanır. İşte bu kendi şahıslarınız için hazine haline getirdiğinizdir, artık toplayıp biriktirdiğinizin tadını tadınız (denilir). |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
O günde ki, bunların üstü cehennemin ateşinde kızdırılıp onunla alınları, yanları ve arkaları dağlanır. İşte bu kendi şahıslarınız için hazine haline getirdiğinizdir, artık toplayıp biriktirdiğinizin tadını tadınız -denilir-. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
O mallarından gereken harcamayı yapmayanlar (O gündeki) azaba uğrayacaklardır, (bunların) Bu toplamış oldukları malların (üstü cehennemin ateşinde kızdırılıp) bir ateş parçası haline getirilir (onunla) o ateş parçasiyle, o malları toplamış olanların (alınları, yanları ve arkaları dağlanır) çünkü insanın haddizatında vücudu, yüzünden, iki tarafı ile arkasından ibarettir. İnsanların bütün varlığı esasen bunlar ile devam eder. Binaenaleyh bunların azap çekmesi, bütün vücudun azap çekmesin! Gerektirir. Ve o azaba uğrayacak şahıslara denilir ki (işte bu) ateş parçası kesilen mallarınız, (kendi şahıslarınız için hazine haline getirdiğinizdir) yani: Bunlar kasalarınzda biriktirip zekâtını vermediğiniz, yerine sarf etmediğiniz servetinizdir ki, böyle bir hâle gelmiştir. (Artık toplayıp biriktirdiğinizin tadını tadınız) Evet… Onlara yarın ahirette denilir ki: İşte sizi saran bu yakıcı azap, sizin dünyadaki mallarınızdır ki, bakınız, bugün sizin için ne kadar bir cezaya sebep olmuştur.
Kenz = Hazine, cem edilen, toplanılan, bir yere koyulan mal demektir. Define gibi. Buna "malı meknuz da" denir böyle bir malın zekâtı verilmezse, bu maldan hac gibi bir dinî vazife ifa edilmezse, bu maldan çoluk çocuğun nafakalarına sarfı icabeden miktar sarf edilmezse ve böyle bir mal ile gururlu bir vaziyet alınıp vatanın, vatandaşların menfaatine çalışılmaz ve özellikle böyle bir mal gayrı meşru şekilde elde edilmiş bulunursa artık bunun hakikat açısından hiçbir kıymeti olamaz. Bilâkis sahibi için azaba, felâkete sebep olur. Artık böyle bir servet sahibi olmak için rüşvet gibi, hırsızlık gibi rezaletlerden kaçınmayan, hakikatları değiştirmeye çalışan, kendisini muhtaç olmadığı halde fakir göstererek zekât almak isteyen, dinî hükmleri yanlış göstermeğe cür'et eyleyen kimseler öyle ateşin azaplara uğrayacaklardır. Bunda şüphe yoktur. Kur'an'ı Kerim'in bu mübarek âyetleri başka milletlerin bir kısım kötü hallerini bize beyan buyuruyor ki, bizler de öyle gayri meşru hallerde bukmmayahın, kendimizi ilâhî azaba mâruz bırakmayalım. Ne büyük bir ilâhî irşad!.
Fakat meşru şekilde kazanılan: Zekâtı verilen, hac için, çoluk ve çocuğun nafakaları için icabeden mikdarı sarfedilen bir mal ne kadar çok olsa da verilmiş bir kenz, bir servet sayılmaz. Bu övülmüştür. Nitekim: "İyi bir mal, iyi bir insan için güzeldir." denilmiştir. Bu hususta şuna da riayet etmelidir ki: Elde edilen bir mal, sahibini gaflete, şehvete düşürmesin, dinî vazifelerini ifaya mâni olmasın, başkalarına karşı gumrlu bir vaziyet almasına sebebiyet vermesin, kalbini yüce düşüncelerden mahrum bırakmasın. Aksi takdirde o fazla mal ve servet sahibi için bir nimet değil, bir felâket sebebi olur. Cenab'ı Hak hayırlısını ihsan buyursun. Amin…
|