9-Tevbe Suresi 34. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ey imân etmiş olanlar! Yehûd bilginlerinden ve rahiplerden birçoğu nâsın mallarını elbette haksız yere yerler ve Allah´ın yolundan çevirirler. Ve o kimseler ki, altını ve gümüşü toplarlar da onları Allah yolunda sarfetmezler, artık onları acıklı bir azap ile müjdele. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ey imân etmiş olanlar!. Yahudi bilginlerinden ve rahiplerinden birçoğu insanların mallarını elbette haksız yere yerler ve Allah'ın yolundan çevirirler. Ve o kimseler ki, altını ve gümüşü toplarlar da onları Allah yolunda sarf etmezler, artık onları acıklı bir azap ile müjdele. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, ehli kitaba mensup bir takım din bilginlerinin dünya varlığına düşkün olup insanların mallarını birer bahane ile haksız yere ellerinden aldıklarını ve servetlerini hak yolunda sarfetmediklerini bildiriyor. Ve bu yüzden bir yakıcı azaba uğrayacaklarını kendilerine ihtar ediyor. Şöyle ki: (Ey imân etmiş olanlar!) Ey hakikî müslümanlar!. (Yahudi bilginlerinden) kendilerine "ahbar" denilen musevî din âlimlerinden (ve) hırıstiyan olup ibadet için kiliselere kapanıp duran ve papaz unvanını alan (rahiplerden birçoğu insanların mallarını elbette haksız yere yerler) yani: insanların mallarını rüşvet yolu ile, onlar aldatmak suretiyle ellerinden alır, o mallar ile kendileri istifâde etmek isterler. Meselâ: Bir takım dinî hükmi erde müsamaha gösterirler, insanların arzusuna uysun diye o hükmi eri tevile ve değiştirmeye çalışırlar, bir takım kimseleri günahlarından kurtarmak bahanesiyle onlardan âdeta rüşvet almış bulunurlar. (Ve) O din adına rehberlik iddiasında bulunan şahıslar birçok kimseleri, saptırarak (Allah'ın yolundan çevirirler) onların İslâmiyet'i, hakikati kabul etmelerine engel olurlar. Kendi kitaplarındaki bir takım mes'eleler! De bozarak ve değiştirerek insanların bir takım haki kat I arı olduğu gibi anlamalarını arzu etmezler. (Ve o kimseler ki) hangi bir milletten olursa olsunlar (altunu ve gümüşü) dünya servetini (toplarlar da onları Allah yolunda sarfetmezler.) Meselâ onların zekâtını vermezler, onları meşru, lâzım olan cihetlere harcamazalr. (artık onları) öyle âdi, mallarını icabeden yerlere sarfetmekten kaçınan şahısları (bir azap ile müjdele) onlar öyle helâl ve haram demeksizin topladıkları malları yüzünden ahirette pek acıklı bir cezaya uğrayacaklardır. Bir kere bunu düşünmeli değil midirler?.
|