9-Tevbe Suresi 3. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve Allah Teâlâ ile Resûlü tarafından Hacc-ı Ekber günü nâsa bir ilandır ki, Allah Teâlâ da Resûlü de şüphe yok, müşriklerden berîdir. Artık, tevbe ederseniz o sizin için hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz biliniz ki, siz Allah Teâlâ´yı elbette aciz bırakacak değilsinizdir. Ve kâfir olanları acıklı bir azap ile müjdele! |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve Allah Teâlâ ile Resulü tarafından haccı ekber günü insanlara bir ilândır ki. Allah Teâlâ da Resulü de şüphe yok, müşriklerden uzaktır. Artık tövbe ederseniz o sizin için hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz biliniz ki, siz Allah Teâlâ'yı elbette âciz bırakacak değilsinizdir. Ve kâfir olanları acıklı bir azap ile müjdele!. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Şu âyeti kerime müşrikleri tehdit ve onları tövbeye özendirmekte ve teşvik buyurmaktadır. Şöyle ki: (Ve Allah Teâlâ ile Resulü tarafından Haccı Ekber günü) yani: Kurban Bayramının birinci günü, o hac farizesinin kendisinde tamama ereceği büyük, mübarek zamanda veya arefe günü (insanlara) bütün mü'minlere, aralarında bir antlaşma bulunmuş olsun olmasın bütün müşriklere (bir ilândır ki, Allah Teâlâ da Resulü de şüphe yok müşriklerden) antlaşmalarına riayet etmeyen kâfirlerden (beridir) onların o riayet etmedikleri antlaşmalarının artık Allah katında bir kıymeti yoktur. Binaenaleyh ey müşrikler bunun neticesini düşünün. (Artık) küfrünüzden, antlaşmanıza riayetsizlikten (tövbe ederseniz o) tövbe (sizin için hayırlıdır.) iki âlemde de felâketten, azaptan kurtulmuş olursunuz, (ve eğer yüz çevirirseniz) tövbeden kaçınırsanız: Müslümanlara karşı ahdinize riayetten ayrılırsanız (biliniz ki. Siz Allah Teâlâ'yı elbette âciz bırakacak değilsinizdir.) O Yüce Yaratıcı elbette sizi lâik olduğunuz cezalara kavuşturacaktır. (Ve) Ey Yüce Resulüm!, (kâfir olanları acıklı bir azap ile müjdele.) Yani: Onlara dünyada öldürülmek gibi, esaret gibi felâketlere, ahirette de cehennem ateşine mâruz kalacaklarını ihtar et. Bu gibi tehdit edilen kimselere karşı yapılacak müjde, bir tahakkümden ve istihfaftan onları uyandırmak için yapılan bir ihtardan kinayedir. § Hz. Peygamberin hicretinin dokuzuncu senesi, Rasülü Ekrem, Sallallahü Aleyhi vesellem efendimiz Hz. Ebu Bekiri hac «miri olarak Mekke'i Mükerreme'ye göndermişti. Onun gitmesini müteakip Tövbe süresi nazil olmuştu. Rasülü Ekrem Efendimiz de bu süre-i celilenin hükümlerini hacc-ı ekber günü insanlara tebliğ etmeğe Hz. Ali'yi memur kılmıştı. Hz. Ali giderek Mina mevkiinde toplanmış olan insanlara bu süre-i celilenin ilk âyetlerini okumuş ve demiştir ki: Ben dört şey ile
emir olundum. Şöyle ki: Bu seneden sonra Beyt-i şerife müşrikler artık yanaşmayacaklardır. Beyt-i Şerif çıplak olarak tavaf edilmeyecektir. Cennete ehli imândan başkası giremeyecektir. Ve yapılmış olan antlaşma müddetine riayet edilecektir. Bütün bunlar gösteriyor ki: Müslümanlıkta antlaşmaya riayet bir esastır. Müslümanların cihad ile memur olmaları antlaşmalarına riayetten kaçınanlara, İslâm mukaddesatına saldıranlara karşı zarurî olarak yerine getirilmesi icabeden bir vazifedir. Düşmanları haberdar ederek kendilerine bir müddet verilmesi de haklarında hiyanet lekesinde kaçınılarak yüksek bir adalet eseri göstermek hikmetine dayanmaktadır.
§ Hacc-ı Ekber, farz olan hacdır. Hacc-ı As gar da nafile olarak yapılan hacdır. Umreye de Hacc-ı As gar denilmiştir ki, bu da herhangi bir mevsimde olursa olsun Kabe'i Muazzama'yı tavaf ile Safa ve Merve arasında sâyetmekten ibarettir. Arefe günü Cuma'ya tesadüf eden bir hacca da Hacc-ı Ekber denilmiştir.
|