9-Tevbe Suresi 108. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Onun içinde ebedîyen namaz kılma. İlk günden beri takvâ üzere müesses olan bir mescid, elbette onun içinde namaz kılmana daha layıktır. Onun içinde öyle birtakım rical vardır ki, tertemiz olmayı severler, Allah Teâlâ da çok temizlenenleri sever. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Onun içinde ebediyen namaz kılma. İlk günden beri takva üzere kurulmuş olan bir mescit, elbette onun içinde namaz kılmana daha lâyıktır. Onun içinde öyle bir takım adamlar vardır ki, tertemiz olmayı severler. Allah Teâlâ da çok temizlenenleri sever. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Artık Habibim!. Sen (Onun) o Dırar mescidinin (içinde ebediyen namaz kılma) onu bir mabed tanıyarak içinde durma (ilk günden beri) vücude getirildiği ilk zamandan itibaren (takva üzere kurulmuş olan bir mescid) yani: Küba mescidi veya Medine'i Münevveredeki mescid-i nebevi (elbette) muhakkak ki, veya and olsun ki, (onun içinde namaz kılmana daha lâyıktır.) öyle sonradan güzel bir niyete bağlı olmaksızın yapılan bir mescidde Yüce bir Peygamberin gidip durması, namaz kılması uygun değildir, (onun) O takva üzerine tesis edilmiş olan mabedin, o Küba mescidinin (içinde öyle bir takım adamlar) samimî müslümanlar (vardır ki, tertemiz olmayı severler) Allah'ın rızasına kavuşmak için günahlardan, verilmiş özelliklerden kaçınırlar, güzel ahlâk sahibi bulunurlar. Bunlar ensarı kiramdan seçkin bir cemaat demektir. (Allah Teâlâ'da çok temizlenenleri sever) yani: Maddî ve manevî kusurlardan kendilerini muhafazaya çalışanları ilâhî rızasına nail buyurur. Ne büyük bir mükâfat!.
§ Malûm olduğu üzere Rasülü Ekrem, Sallallahu Teâlâ Aleyhi Vessellem Efendimiz, hicret buyururken reblulevvelin ilk günlerinde idi ki, Medine'i Münevvereye pek yakın olan "Küba" köyünde Beni Neccar'dan bir zatın hanesinde misafir olarak birkaç gün kalmıştı. Bu müddet içinde "Küba mescidi"ni yaptıdı. Bu İslâm cemaati için ilk yapılan mübarek bir mescitdir. Daha sonra Küba köyünde bulunan on iki münafık orada başka bir mescit yapmışlar. Bunlar görünürde müslümanlara bir kolaylık göstermek istemişlerdi. Fakat asıl maksatları müslüman cemaati arasına ayrılık sokmak, orada toplanıp müslümanların aleyhine çalışmaktı. Hattâ İslâm düşmanı Ebu Amir adında bir rahip vardı ki, Huneyn gazvesinde yenilgiye uğrayan düşmanlar arasında bulunmuştu. Bu yenilgi üzerine Şam'a gitmiş, Kayser'den kuvvet alarak müslümanların üzerine gelip saldırmak hülyasında bulunmuştu. Bu İslâmiyet düşmanı da o münafıklara haber göndermiş, kendisini yaptırdıkları mescide İmam tayin etmelerini istemiş, onlar ile beraber müslümanların aleyhine çalışacağım bildirmişti. Fakat az sonra Şam tarafında gebermişti. Bu Dırar mescidini yapanlar! .Tebük seferine gitmek üzere hazırlanmış olan Hz. Peygamber'e müracaat ederek yaptırdıkları mescidde namaz kılarak kendilerine dua etmesini -melanetlerini saklamak maksadiyle- rica etmişlerdir. Aleyhisselâtü Vesselam Efendimiz de: Ben şimdi yolculuk üzere bulunuyorum, inşallah dönünce gelir namaz kılarım diye buyurmuştu. Vaktaki Tebük seferinden döndü, o münafıklar yine müracaat ederek mescidlerine gitmesini istediler. Bunun üzerine bu âyeti kerime nazil olarak Rasülü Ekrem'in o nifak maksadiyle yapılmış olan bir mescide gidip namaz kılmasına Allah tarafından müsaade verimemiş oldu. Sonra da bazı zatlar gönderilerek o mescit yıktırılıp yaktırılmıştır.
Binaenaleyh bir mescidin makbul bir İslâm mabedi olabilmesi için helâl bir mal ile sırf Allah rızası için inşa edilmiş olması ic ab eder.
|