KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

12-YUSUF SURESI (111 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Yusuf Suresi 76  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 12/76
12-YUSUF SURESI - 76. AYET    Mekke
فَبَدَأَ بِأَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَاءِ أَخِيهِ ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِنْ وِعَاءِ أَخِيهِ ۚ كَذَٰلِكَ كِدْنَا لِيُوسُفَ ۖ مَا كَانَ لِيَأْخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ الْمَلِكِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ ۚ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَاءُ ۗ وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ -76
Fe bedee bi ev´ıyetihim kable viai ehıyhi sümmestahraceha min viai ehıyh kezalike kidna li yusüf ma kane li ye´huze ehahü fı dınil melikı illa ey yeşaellah nerfeu deracatim men neşa´ ve fevka külli zı ılmin alım
12-Yusuf Suresi 76. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Artık kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra onu kardeşinin yükünden çıkarıverdi. İşte Yusuf için böyle bir tedbir yaptık. Yoksa hükümdarın dinine göre kardeşini alıkoyabilecek değildi. Meğer ki, Allah Teâlâ dilesin. Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha ziyâde bir bilgin vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Artık kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra onu kardeşinin yükünden çıkarıverdi. İşte Yûsuf için böyle bir tedbir yaptık. Yoksa hükümdarın dinine göre kardeşini alıkoyabilecek değildi. Ancak Allah T e âlânın dilemesi hariç. Biz dilediğimiz kimseyi de re çeleri e yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, Hz. Yüsufun öz kardeşini geçici olarak yanında alıkoymak için seçtiği tedbirin nasıl cereyan ettiğini bildiriyor. Kaybolan malın kendi yükünde bulunması bahanesiyle o kardeşini yanında alıkoyduğunu ve diğer kardeşlerinin ricalarına karşı vermiş olduğu cevabı beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: Kaybolduğu söylenilen su kabının kafile eşyası arasında aranmasına lüzum gösterilmişti. Bunun üzerine kafile geri dönerek yüklerinin aranmasını istediler. (Artık) Hz. Yûsuf (kardeşinin) ana baba bir kardeşi Bünyâmin'in (yükünden önce onların) o diğer baba bir kardeşlerinin (yüklerini aramaya başladı) bir suçlama şüphesi bulunmasın diye böyle hepsini aramayı gerekli gördü. (Sonra) da (onu) o kaybolan su kabını (kardeşinin yükünden) arayıp buldu, meydana (çıkarıverdi) güya bu hırsızlığı o yapmış gibi görülerek onu Hz. Yûsuf yanında alıkoydu. Cenab'ı Hak'd a buyuruyor ki: (İşte Yûsuf için böyle bir tedbîr yaptık) yani: Hz. Yüsufun öz kardeşini yanında bırakması ve sonuçta kendisinin varlığından bütün kardeşlerinin haberdar olmaları için böyle bir muamele yapmayı Hz. Yûsuf'e ilham etmiş olduk. (Yoksa hükümdarın dinine göre) onun hırsızlar hakkındaki hükmünü dikkate alarak (kardeşini ahkoyabilecek değildi) çünki o hükümdarın cezası böyle bir hırsızlığın yapılması durumunda hırsızlık yapanı döğmekten ve ondan iki kat para cezası almaktan ibaret idi. Halbuki, Hz. Yüsufun tâbi olduğu ilâhî dinin hükmü öyle değildi. Bilâkis hırsızlık edeni bir sene kadar köle olarak alıkoymaktı. Maamafih şimdi hakikî bir şekilde bir hırsızlık da yok idi. Artık kardeşini elbet de hükümdarın hükmüne tâbi tutamazdı. (Ancak, Allah Teâlâ'nın dilemesi hariç) yani hükümdarın hükmü üzere muamele yapılmasına Cenâb-ı Hak'kın izin vermesi müstesna. Diğer bir görüşe göre de: Fakat Allah Teâlâ'nın dilemesiyle kardeşini hükümdarın dininden başka bir dine, Yâkub ailesinin dinine "şeriatine göre yanında alıkoydu, onu geçici bir köle gibi gösterdi. Cenab'ı Hak, Yûsuf Aleyhisselâm'ın bu husustaki tedbirini yerinde bulmuş olduğunu göstermek için buyuruyor ki: (Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz) yani: Dilediğimiz kulu ilm ve irfan ile, dini hükümlere riâyet ile seçkin kılar ve onun kaderini yüceltiriz. İşte Hz. Yûsuf da böyle bir şerefe kavuşmuş, kardeşlerinden daha fazla yüksek derecelere sahip olmuştu. (Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.) Evet.. Ilm sonsuz değildir, insanlığın ilm sahasındaki mertebeleri ise farklıdır. Hiçbir kimse kendisini bütün ilm sahiplerinin üstünde zannedemez. İşte Hz. Yüsufun kardeşleri de haddizatında birer bilgin zatlar idilerse de Hz. Yûsuf İlim bakımından onlardan üstün idi. Kısacası: Bütün beşerî ilimler, birbirinden farklıdır ve sonludur. Ancak Allah Teâlâ'nın ilmi sonsuzdur. Öğrenmeden münezzehdir, bütün mahlûklarının ilimlerinin üstündedir, ezelîdir, ebedîdir. Buna inancımız tamdır. Bu âyeti kerime bir delildir ki: İlm, makamların en şereflisidir, ve derecelerin en yükseğidir. "İlmin ulûvvi kadrini bervechi bililerin" "Isbat eder şehadeti hel yestevillezîn"

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014