KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

18-KEHF SURESI (110 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Kehf Suresi 60  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 18/60
18-KEHF SURESI - 60. AYET    Mekke
وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِفَتَاهُ لَا أَبْرَحُ حَتَّىٰ أَبْلُغَ مَجْمَعَ الْبَحْرَيْنِ أَوْ أَمْضِيَ حُقُبًا -60
Ve iz kale musa li fetahü la ebrahu hatta eblüğa mecmeal bahrayni ev emdıye hukuba
18-Kehf Suresi 60. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve yâd et, bir vakit ki Mûsa, genç refikına demişti: «Ben iki denizin cem olduğu yere varıncaya kadar durmayacağım, yahut uzun bir müddet geçireceğim.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve hatırla, bir vakit ki, Musa genç arkadaşına demişti: Ben iki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, yahut uzun bir müddet geçireceğim.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, bu sûre-i celiledeki üçüncü kıssayı içermektedir. Hz. Musa gibi Yüce bir Peygamberin ilme büyük bir kıymet verdiğini, büyük bir tevazu göstererek kendisi gibi Peygamberliğe sahip olmayan bir zâttan bazı şeyler öğrenmek istemiş olduğunu bildiriyor. Fakir müslümanlara karşı kibirlice bir vaziyet onlara da bir büyük ahlâk dersi içermiş bulunmaktadır. Şöyle ki: Resulüm!. (Ve hatırla) insanlara bir ibret vesilesi olmak üzere zikreyle (bir vakit ki. Musa) aleyhisselâm (genç arkadaşına) kendisine tâbi olup hizmet eden Hz. Yuşâ Ibni Nüne, beraberce yola çıkmışlarken (demişti: Ben iki denizin birleştiği yere) yani: Fars deniziyle Rum denizinin birbirine kavuştukları yere (varıncaya kadar durmayacağım) yoluma devam edeceğim (yahut) kendisiyle görüşmeğe memur olduğum zata öyle iki denizin birleştiği yerde tesadüf edemezsem ona kavuşuncaya kadar (uzun bir müddet) vaktimi böyle yolculukla (geçireceğim) çünkü Musa Aleyhisselâm, Hazreti Hızır'a kavuşup ondan bazı şeyleri öğrenmekle Allah tarafından bir hikmet gereği mükellef bulunmuştu. § Fetâ; genç adam, delikanlı, cömert, civanmert kimse demektir. Yardımcı, öğrenci mânâsında kullanılmıştır. "Hukub" da uzun müddet, seksen ve daha ziyade sene, dehr ve zaman demektir. Çoğulu: Ahkabdır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014