KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

10-YUNUS SURESI (109 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Yunus Suresi 36  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 10/36
10-YUNUS SURESI - 36. AYET    Mekke
وَمَا يَتَّبِعُ أَكْثَرُهُمْ إِلَّا ظَنًّا ۚ إِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ -36
Ve ma yettebiu ekseruhüm illa zanna innez zanne la yuğnı minel hakkı şey´a innellahe alımüm bima yef´alun
10-Yunus Suresi 36. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Onların ekserisi zandan başka bir şeye tâbi olmaz. Zan ise şüphe yok ki, hiçbir şey ile haktan müstağni kılamaz. Allah Teâlâ ise muhakkak ki, ne yaptıklarını tamamıyla bilicidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Onların ekserisi zandan başka bir şeye tâbi olmaz. Zan ise şüphe yok ki, hiçbir şey ile hakkın yerini tutmaz. Allah Teâlâ ise muhakkak ki, ne yaptıklarını tamamiyle bilicidir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Onların) O müşriklerin veya insanların (ekserisi) Cenâb-ı Hak'kın varlığını ikrar hususunda (zandan başka birşeye tâbi olmaz) onların ikrarları kesin bir inanca, kabule şayan olacak şekilde bir delile dayanmış değildir. Bilâkis kum bir zanna, sâdece öncekilerden işitmiş olduklarına dayanmaktadır. (Zan ise şüphe yok ki,) sahibini (hiçbir şey ile hakkın) kesin bir şekilde bilip tasdik etmek gibi sahih bir inancın (yerini tutmaz) çünki inançla ilgili meselelerde zan kâfi değildir. Onları kesin olarak tasdik etmek lâzımdır. Meselâ; Peygamberimizin risâletini kesin olarak bilip tasdik etmek icabeder, onun peygamberliğini bir zan ve tahmine binaen kabul etmek dînen asla geçerli değildir. Bir mü'min, kendisinin kesin şekilde mü'min olduğunu bilip gerektiğinde itiraf etmekle mükelleftir. Bir zandan dolayı "inşaallah mü'minin)" demesi kâfi değildir. Fakat kesin olarak inandığı halde sırf Allah'ın adı ile teberrük için, veyahut âh i ret e ne suretle ölüp gideceğini bilmediği için güzel bir sona kavuşmak ümidiyle veya bir tevazu, bir nefsi hazm maksadiyle "inşaallah ben müminim" demesi caiz, imâna aykırı değildir. Bir de İmamı Şafiî'ye göre imanın mahiyeti, inanmak ile ikrardan ve amelden ibarettir. Bir kimse Allah'ın emrine tam uygun bir şekilde amelde bulunabileceğini kestiremez. Bu itibarla "inşaallah müminim" demesi İmânına mâni değildir. Çünkü bir mahiyetin cüz'îlerinden böyle birinde şüphe edilmesi, o mahiyetin tamamında şüpheyi icab etmez. (Allah Teâlâ ise muhakkak ki,) O müşriklerin ve bütün mahlükâtının (ne yaptıklarını) nasıl itikadda, amelde bulunduklarını ve bu cümleden olarak onların nasıl zanna tâbi olup yakîn derecesinde hak olan bir şeyi yalanladıklarını (tamamiyle bilicidir.) Artık şüphe yok ki, o müşrikleri de o kötü itikatlarından o yalanlamaya cür'etleri yüzünden ebediyen cezalandıracaktır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014