KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

10-YUNUS SURESI (109 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Yunus Suresi 11  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 10/11
10-YUNUS SURESI - 11. AYET    Mekke
وَلَوْ يُعَجِّلُ اللَّهُ لِلنَّاسِ الشَّرَّ اسْتِعْجَالَهُمْ بِالْخَيْرِ لَقُضِيَ إِلَيْهِمْ أَجَلُهُمْ ۖ فَنَذَرُ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ -11
Ve lev yüaccilüllahü lin nasiş şerratı´calehüm bil hayri le kudiye ileyhim ecelühüm fe nezerullezıne la yercune likaena fı tuğyanihim ya´mehun
10-Yunus Suresi 11. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Eğer Allah Teâlâ, nâsa, hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de alelacele verecek olsa idi elbette onlara ecellerini yitirivermiş olurdu. Artık Bize kavuşmalarını ummayanları, kendi azgınlıkları içinde şaşkın bir halde bırakırız.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Eğer Allah Teâlâ, insanlara hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de alelacele verecek olsa idi elbette onların ecelleri bitirilmiş olurdu. Artık bize kavuşmalarını ummayanları kendi azgınlıktan içinde şaşkın bir halde bırakırız.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, bir'an evvel faideli şeylere kavuşmalarını aceleyle isteyen bir takım insanlara eğer lâyık oldukları cezaları da Cenâb-ı Hak, onların istemesi üzerine aceleyle verecek olsa idi hepsinin de derhal ölüp gitmiş olacaklarını hatırlatmaktadır. Ve insanların başlarına bir belâ gelince hemen Cenâb-ı Hak'ka yalvardıklarını ve bundan kurtulunca da hiç yalvarmamış gibi nankörce bir vaziyet almakta olduklarını ve böyle beyinsizce bir vaziyetin ise kendilerince güzel bir hareket imiş gibi görünmekte olduğunu kınama makamında beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: (Eğer Allah Teâlâ insanlara) Allah'a kavuşmayı ümid etmeyen cahil inkarcı kimselere (hayrı çarçabuk istedikleri gibi) hayır hakkındaki dualarının aceleyle kabulünü arzu eder oldukları gibi (şerri de alelacele verecek olsa idi) yani: Onların şer ile, azap ile tehdit edildikleri zaman o şerrin azabın kendilerine hemen gelmesini bir alay yoluyla istemeleri üzerine Cenâb-ı Hak o şerri de derhal onların üzerine yöneltseydi (elbette onların ecellerini yitirivermiş) onları hemen helak kılmış (olurdu.) Velâkin onlara bir müddet mühlet vermektedir, (artık bize kavuşmalarını urumayanları) Allah'a kavuşmayı ümit etmeyen, mahşer âlemine, uhrevî cezaya inanmayan fasıkları (kendi azgınlıkları içinde) öyle dikkafalılıkları, inatlan içinde (şaşkın) çapkın, şaşkın (bir halde bırakırız) artık o sapıklıktan asla kurtulmuş olamazlar. § Rivayete göre "Nadir İbnül Hırs" gibi bir takım müşrikler. Peygamberimizin risâletini inkâr etmişler ve "Allah'ım!. Eğer Muhammed'in -Aleyhisselâm- peygamberlik iddiasındaki sözü doğru ise üzerimize gökten hemen ta; yağdır veya bize acıklı bir azap getir" demişlerdi. Bunun üzerine bu âyeti kerime nazil olmuştur. Evet… Cenâb-ı Hak, onların üzerine o azabı vermemiş, hikmet gereği sonraya bırakmış, bilahara lâyık oldukları felâketlere onları uğratmıştır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014