KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

18-KEHF SURESI (110 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Kehf Suresi 9  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 18/9
18-KEHF SURESI - 9. AYET    Mekke
أَمْ حَسِبْتَ أَنَّ أَصْحَابَ الْكَهْفِ وَالرَّقِيمِ كَانُوا مِنْ آيَاتِنَا عَجَبًا -9
Em hasibte enne ashabel kehfi ver rakıymi kanu min ayatina aceba
18-Kehf Suresi 9. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Yoksa sandın mı ki Ashâb-ı Kehf ile Rakım, bizim âyetlerimizden bir aceb şey olmuşlardır?
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Yoksa sandınmı ki; Eshabı kehf ile Rakım, bizim âyetlerimizden şaşılacak bir şey olmuşlardır.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu mübarek âyetler, yeryüzünü çeşitli şeyler ile tezyin etmiş, nice hârikalar vücude getirmiş olan Yüce Yaratıcının kudretinin büyüklüğüne bakıldığında Ashab-ı kehf hadisesinin büyütülemeyeceğini bildirmektedir. Ashab-ı kehf'in ne gibi bir hikmete binaen düşmanlarından himaye edilerek senelerce mağarada yatıp kaldıkları, sonra da yeniden hayata kavuştukları beyan buyurulmaktadır. Şöyle ki: Ey akıl ve irfan ile temayüz etmiş olan Yüce Peygamber!.. Sen (yoksa sandınmı ki, ashab-ı kehf ile rakım) öyle mağarada uzun bir müddet uyku halinde yaşayıp durmaları itibariyle (bizim âyetlerimizden) kudretimize delâlet eden hâdiselerden (bir şaşılacak şey olmuşlardır?.) Hayır.. Onlar o kadar şaşılacak şey değildirler. Gerçek şu ki: Onların öyle uzun bir müddet sağ olarak mağarada uyku halinde yaşayıp durmaları haddizatında bir hârikaî âdettir, bir ilâhî kudret eseridir. Öldükten sonra dirilmenin olabileceğini isbat edecek açık bir alâmettir. Fakat Yüce Yaratıcı, gökleri, yerleri yaratmış, nice binlerce hayret verici şeyler vücude getirmiş, özellikle yeryüzünü çeşitli şeyler ile tezyin buyurmuş olduğundan bunlara göre ashab-ı kehf hadisesi pek o kadar garip görülmemelidir. Evet.. Cenab-ı Hak'kın bu kâinatta o kadar kudret âyetleri tecelli etmektedir ki, ashab-ı kehf'in başından geçen bu olay onların yanında ehemmiyetsiz kalır. Herhangi bir hayat sahibinin asırlarca uyku halinde yaşayabilmesi aklen caiz ve haddizatında olmuştur. Bir kısım hayvanatın topraklar altında hiçbir gıdaya ihtiyaç görülmemeksizin bütün kış boyunca uyuyup kaldıkları görülmektedir. Cıdâî maddeler vesaire hayatı devam ettirmek için âdî sebeplerdir. Hak Teâlâ Hazretleri isteyince hangibir mahlûkunu gıdasız da pek uzun bir müddet yaşatabilir. (Ve hüve alâ küllî şey'in kadir = 0, her şeye kadirdir.) Kehf, dağda bulunan geniş bir mağara demektir. "Rakîm" de bu mağaradakilerin yanındaki köpekleri demektir. Veya rakim, bir lâvhadır ki onda ashab-ı kehfin adları, kıssaları yazılmış, mağaranın kapısı üzerine asılmıştı. Diğer bir rivayete göre de rafi, ayrıca üç zâttan ibarettir ki, bunlar da yağmurdan kaçarak bir mağaraya girmişlerdi. Ansızın koca bir taş düşerek mağaranın kapısını kapatmış, bunlar içersinde kalmışlardı. Sonra her birisi hayır adına yapmış olduğu bir şeyi söylemiş, mağaranın kapısı azar azar açılmış, üçüncüsünün ifadesi neticesinde de tamamen açılarak dışarıya çıkabilmişlerdi. Buna dair tefsirlerde ve sahiheynde geniş bilgi vardır.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014