KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

18-KEHF SURESI (110 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Kehf Suresi 86  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 18/86
18-KEHF SURESI - 86. AYET    Mekke
حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا ۗ قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا -86
Hatta iza belağa mağribeş şemsi vecedeha tağrubü fı aynin hamietiv ve vecede ındeha kavma kulna yazel karneyni imma en tüazzibe ve imma en tettehıze fıhim husna
18-Kehf Suresi 86. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Tâ ki, güneşin battığı yere vardı, onu siyah bir çamur gözesinde gurub eder (gibi) buldu ve onun yanında bir kavim de buldu. Dedik ki: «Ey Zülkarneyn! Ya muazzep kılarsın veyahut haklarında güzelce bir muamele yaparsın.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Tâki, güneşin battığı yere vardı, onu siyah bir çamur gözesinde batar -gibi- buldu ve onun yanında bir kavim de buldu. Dedik ki: Ey Zülkarneyin!. Ya azap edersin veyahut haklarında güzelce bir muamele yaparsın.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Tâki) bu yürüyüşte ^güneşin battığı yere vardı) yani: Batı tarafındaki yer sahasının sonuna kavuştu. Batıda Büyük Okyanus denilen denizin kenarına varıp durdu (onu) 0 güneşi, görülüş itibariyle (bir siyah çamur gözesinde batar) gibi (buldu) artık onun ötesinde yaşanan bir yer kalmamıştı. Bu batma, göz ile görünüşe göredir. Nitekim bir gemi ile denize açılmış olan kimse de akşamleyin güneşi denizde batıyor gibi görür. Halbuki, güneş denizden değil, bütün yer küresinden binlerce defa daha büyüktür. (Ve onun) o sahile bitişik gözenin (yanında bir kavim de buldu) bu kavim, deniliyor ki kâfir imiş, elbiseleri vahşi hayvanların derilerinden, yiyecekleri de denizin dışarıya attığı balıklar gibi şeylerden ibaret bulunuyormuş. Cenab'ı Hak buyuruyor ki: Biz de (dedik ki. Ey Zülkarneyin!.) sen serbestsin bu kavmi (ya cezalandırırsın) onları küfürlerinden dolayı öldürüverirsin (veyahut haklarında güzelce bir muamele yaparsın) onları İslâmiyete davet ederek kendilerini irşada çalışırsın, kendilerine dinî meseleleri öğretirsin. Diğer bir yoruma göre onları ya öldürür veya esir alırsın. Zülkarneyin'e böyle bir ilâhî emrin gelmesi, eğer kendisi peygamber ise bir melek vasıtasiyledir, peygamber değilse yanında bulunan bir peygamber vasıtasiyledir veya kendisinin tâbi olduğu şeriat dairesinde yaptığı bir ictihad voliyledir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014