18-Kehf Suresi 17. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve güneşi görürsün ki, doğduğu zaman onların mağaralarının sağ tarafına meyleder ve gurub ettiği vakit de onların sol taraflarına dönüverir ve onlar ondan bir geniş orta yerdedirler. Bu, Allah´ın âyetlerindendir. Allah kime hidâyet ederse o hidâyet bulmuş olur ve kimi de idlâl ederse artık onun için bir irşat edici yardımcı bulamazsın. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve güneşi görürsün ki, doğduğu zaman onların mağaralarının sağ tarafına meyleder ve battığı vakit de onların sol taraflarına dönüverir ve onlar ondan bir geniş orta yerdedirler. Bu Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse o hidayet bulmuş olur ve kimi de saptırırsa artık onun için bir irşat edici yardımcı bulamazsın. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu mübarek âyetler, ashab-ı kehf in mağara içinde ne gibi bir vaziyette bulunduklarını ve kendilerini korumak için güneşin mağaraya karşı ne şekilde doğup batmakta olduğunu bildiriyor ve onların mağaradaki duruşlarının ve devam eden yaşayışlarının ne kadar hayret verici olduğunu beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Resûl-i Ekreme veya hangi bir zata hitaben buyuruluyor ki: (Ve güneşi görürsün ki) yani: 0 zaman ashab-ı kehfin mağarasında bulunmuş olsaydın görürdün ki (doğduğu zaman
onların mağaralarının sağ tarafına meyleder) ziyası orada yalanların üzerine isabet etmez, onlara eziyet vermez ve güneş (battığı vakit de onların sol taraflarına
dönüverir.) di, ziyası, onların üzerlerine dokunmazdı, onları rahatsız etmezdi. Güneşin böyle hareketi, ashab-ı kehf hakkında bir keramet olarak Allah'ın kudreti ile
vücude gelmiş bir harika idi. Maamafih şöyle de denilmiştir ki: 0 mağaranın kapısı kuzey tarafına doğru açık bulunmuştu. Güneş doğunca mağaranın sağ tarafına,
batınca da sol tarafına müteveccih bulunmuş olurdu. Bunun böyle olması da yine ashab-ı kehfi korumak gibi bir hikmete müstenid bulunmuş demektir. (Ve onlar) o
mağaradakiler (ondan) o mağaradan (bir geniş orta yerdedirler) orada güzel bir hava ile, güzel rüzgârların kendilerine isâbetiyle rahatça yatıp duruyorlar. (Bu) garip
vaziyet güneşin öyle doğması ve batması (Allah'ın âyetlerindendir,) o Yüce Yaratıcının ilminin kemâline, kudretinin büyüklüğüne şahitlik eden hayret verici
hârikalardandır. Artık böyle bir şey olabilir mi diye tereddütte bulunmaya mahal yoktur, İlâhî kudretin büyüklüğüne inanmış olan bir insan böyle bir hârikayı inkâr
edemez. Evet.. (Allah kime hidayet ederse) kimin kalbinde hidayet nurlarını parlatırsa (o hidayet bulmuş olur) işte ashab-ı kehf bu zümredendir. Onlar, kendi
yeteneklerini, tercihlerini güzel muhafaza ettikleri için bu hidayete lâyık bulunmuşlardır, (ve) bilakis (Allah Teâlâ kimi de) onun kötü terciline, küfrü benimsemesinden
dolayı (saptırırsa) hidayet yolundan uzak düşürürse artık onun için bir irşat edici yardımcı bulamazsın) artık onu hiçbir kimse 'lak yoluna sevkedemez. Nitekim
Allah'ın birliğini inkâr edenler, kudreti ilâhîye ile hârikaların vücude gelmesine inanmayanlar Dekyanus gibi insanları putperestliğe sevketmek isteyenler böyle sapıklığa düşürülmüş kimselerden ibarettirler.
|