18-Kehf Suresi 109. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
De ki: «Eğer Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, elbette Rabbimin kelimeleri tükenmeden deniz tükenir biter. Velev ki denizin bir mislini de yardımcı getirecek olsak.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
De ki: Eğer Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa elbette Rabbimin kelimeleri tükenmeden deniz tükenir biter. İsterse denizin bir mislini de yardımcı getirecek olsak. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
İşte Allah Teâlâ bir kelâmı kadimi olan Kur'an-ı Kerim'de, îmana, iyi amellere, birçok kimselerin kıssalarına, ahiret hayatına ait nice hakikatları beyan buyurmuştur ve nice sonsuz malûmat da vardır ki, onları ancak bir olan Allah bilir. Artık ey mahlûkatın en şereflisi (de ki: Eğer Rabbimin kelimeleri için) onun ilim ve hikmetini, bilgilerini, takdir ettiklerini beyan edecek sözleri yazıp tesbit etmek için (deniz mürekkep olsa elbette Rabbimin kelimeleri tükenmeden) hepsine dair bilgiler yazılabilmeden (deniz tükenir biter) o ilâhî kelimeler yine tamamen yazılmış olamaz (isterse, denizin bir mislini de yardımcı getirecek olsak.) Evet.. Cenab'ı Hak, birçok denizleri mürekkep olarak bir araya getirecek olsa, bunların hepsiyle Allah Teâlâ'nın bilgileri yazılacak olsa bu deniz son bulur, Allah'ın bilgilerine ait kelimeler tamamen yazılmış olamaz. Çünkü ilâhî bilgiler sonsuzdur, onun tamamını yazmaya, tasvire ve anlatmaya imkân yoktur. Denizlerin suları ise ne kadar çok olsa da yine tükenir, onunla sonsuz olan yazılamaz ve tesbit edilemez.
Bu ilâhî beyanlarda şuna da işaret vardır ki; Herhangi bir kimse ne kadar ilim ve irfana sahip, kâinattaki olayları bilir olsa da onun bu bilgileri Allah'ın bilgilerine göre pek az kalır. Hiçbir kimse, bütün ilâhî takdirleri, bütün mahlûkatın mahiyetlerini kuşatma derecesinde idrake muktedir olamaz. Hattâ bir Yüce Peygamber dahi, Cenab-ı
Hak'kın kendisine vahiy yoluyla bildirmediği şeyleri kendi kendine bilip kuşatma derecesinde kavrıyamaz. Ruh meselesi bu cümledendir. Artık ümmetin fertleri için mütevazi olmayıp da gururluca bir vaziyet almak azıcık bilgilerine güvenmek nasıl doğru olabilir?.
"Lâfi dâvayı enaniyyet ne lâyık akile"
"Herkesin âlemde bin mafevki, bîn maduni var"
|