KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

2-BAKARA SURESI (286 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208
209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234
235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260
261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Bakara Suresi 35  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 2/35
2-BAKARA SURESI - 35. AYET    Medine
وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ -35
Ve kulna ya ademüskün ente ve zevcükel cennete ve küla minha rağaden haysü şi´tüma* ve la takraba hazihiş şecerate fe tekuna minez zalimın
2-Bakara Suresi 35. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: Ve Biz demiştik ki: «Ey Âdem! Sen ve refîkan şu cennette oturun. Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zâlimlerden olursunuz.»
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: Ve biz demiştik ki ey Adem! Sen ve eşin şu cennette oturun. Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
(Ve biz demiştik ki ey Adem! Sen ve eşin) hayat arkadaşın olan Havva (şu cennette oturun) orası sizin ikametgâhınız olsun. (Dilediğiniz yerlerde onun yemişlerinden bol bol yiyin) onlardan istifade edin. (Ancak şu ağaca yaklaşmayın) onun meyvasından yemeyin, (yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz.) Bunun üzerine gelecek cezadan dolayı nefsinize zulm ve gadr etmiş, böyle güzel, pek hoş bir cennetten çıkarılmış bulunursunuz. § Meyvesinden yenilmesi yasaklanan ağaçtan maksat, rivayetlere göre buğday veya üzüm veya incir veya kâfur ağacıdır. Fakat kesin veya açık bir delil bulunmadıkça bunu tâyin etmemek en iyisi'd ir. Nitekim Kur'ân'ı Kerîmde de bu açıklanmamaktadır. Yasağa uyma hususunda hepsi de eşittir, belirlemeye ihtiyaç yoktur. Binaenaleyh biz bunu da Allah'ın ilmine havale ederiz. § Secde: Lügatte son de rece tevazu ile, tezellül ile baş eğmektir. Buna "serf üm" denir. Şeriat lisanında ise ibâdet kasti ile baş eğip alnı yere koymaktır. Bu secde yalnız Allahü Teâlâya yapılır. § Meleklerin Hz. Adem'e yaptıkları secde ise bunun ya lüğavî mânası kast olunmuştur. Bunun mânai şerifi kast olunduğu takdirde ise, bu Adem'in kadrini, şanını yüceltmek meleklerin ilâhî emre ne kadar itaatli olduklarını göstermek için Hz. Adem'in bir kıblegâhı makamında bulunmasından ibarettir. § Cennet: Bağlık, bahçelik yer demektir. Ahiret âleminde mü'minlere vaad edilen nimet ve saadet âlemine de cennet denilmiştir ki, çoğulu Cennât ve cinandır. Bu otuzbeşinci âyetteki cennetten maksat nedir? Biz bunu da Allah'ın ilmine havale ederiz. Bir rivayete göre bu, yer yüzünde bulunan ve ağaçlar ile kuşatılmış olan bir bostandan, bir mesireden İbarettir. Fakat, alimlerin çoğuna göre bundan maksat, asıl cennettir. Bugün mevcut olup âhirette mü'minlerin nail olacakları bir sevap yurdundan, bir ebedî saadet âleminden ibarettir. Şüphe yok, Yüce Yaratıcı her şeye kadirdir. Dilediği mübarek kulunu daha dünyada iken de cennetine kaldırıp orada yerleştirebilir. Bunu uzak göremeye asla mahal yoktur. § Hz. Adem: Peygamberler tarihine ait kitaplarda genişçe yazılmış olduğu üzere bütün insanların İlk babası ve İlk peygamberidir. Cenâb-ı Hak onu yer yüzünde bir hilkat hârikası olmak üzere müstakillen topraktan yaratmış, kendisine ruh ile ilim ve irfan ihsan buyurmuş ve ona eş olarak ta "Havva" adındaki muhterem validemizi yaratmıştır. Hz. Adem ile Havva bir müddet cennette kalmışlar, bilahara yine yer yüzüne indirilmişlerdir. Adem Aleysisselâm Hindistana, Havva da Cidde'ye indirilmiştir. Adem Aleyhisselâm bilahara aldığı emre binaen Mekke-i Mükerreme tarafına gitmiş, orada Hz. Havva ile buluşmuştur. Rivayete göre Hz. Adem, bin veya dokuzyüzotuz sene yaşamış, vafatında Serendip dağında veya Mekke'de "Ebu Kubeys" dağında defnolunmuştur. 5 iblis: Şeytan demektir. Bu cin taifesinden bir ferttir. Küfre kabiliyetli bulunmuş, Adem'e secde etmekten kaçınmış bu husustaki ilâhî emri doğru görmemiş, bu sebeple Allah'ın kahrına uğrayarak ebediyyen küfr içinde kalmıştır. Kendisi ve soyu öteden beri insanlığı saptırmaya çalışmaktadırlar. Bunların bu gizli, ruhî saptırma aldatmalarından kaçınmak, her akıllı mükellef insanın en mühim bir vazifesidir.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014