KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
TEFSİR  

2-BAKARA SURESI (286 Ayet)
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78
79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104
105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130
131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156
157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182
183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208
209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234
235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260
261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286
Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri ve Meali Bakara Suresi 273  Ayeti Kerime Tefsiri ve Mealleri - 2/273
2-BAKARA SURESI - 273. AYET    Medine
لِلْفُقَرَاءِ الَّذِينَ أُحْصِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا يَسْتَطِيعُونَ ضَرْبًا فِي الْأَرْضِ يَحْسَبُهُمُ الْجَاهِلُ أَغْنِيَاءَ مِنَ التَّعَفُّفِ تَعْرِفُهُمْ بِسِيمَاهُمْ لَا يَسْأَلُونَ النَّاسَ إِلْحَافًا ۗ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللَّهَ بِهِ عَلِيمٌ -273
Lil fükaraillezıne uhsıru fı sebılillahi la yestetıy´une darben fil erdı yahsebühümül cahilü ağniyae minet teaffüf* ta´rifühüm bi sımahüm* la yes´elunen nase ilhafa* ve ma tünfiku min hayrin fe innellahe bihı alım
2-Bakara Suresi 273. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Ö NASUHİ BİLMEN  MEALİ: O fakirlere ki, Allah yolunda kapanmış kalmışlardır. Yeryüzünde dolaşmaya kâdir olamazlar. Onları bilmeyen, istemekten çekindikleri için onları zengin kimseler sanarlar. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Onlar nâstan ilkah ile bir şey istemezler ve siz hayırdan her ne infak ederseniz, şüphe yok ki Allah Teâlâ onu tamamen bilir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİR MEALİ: O fakirlere ki. Allah yolunda kapanmış kalmışlardı. Yer yüzünde dolaşmaya kadir olamazlar. Onları bilmeyen, istemekten çekindikleri için onları zengin kimseler s an arlar. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Onlar insanlardan ısrarla bir şey istemezler ve siz hayırdan her ne infak ederseniz, şüphe yok ki Allah T e âlâ onu tamamen bilir.
Ö NASUHİ BİLMEN  TEFSİRİ:
'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri'
Bu âyeti kerime, "Suffe" ashabı denilen zatların vasıfları ve o gibi zatlara verilecek sadakaların övülmesi hakkındadır. Şöyle ki: Peygamber zamanında Medine'i Münevvereye hicret etmiş olan dört yüz zat vardı. Bunların evleri, servetleri, aşiretleri yok idi. Bu mübarek zatlar, Mescidi Nebevide "Suffe" denilen belirli bir yerde eyleşiyorlardı. Bu cihetle bunlara "Ashabı Suffe" denilmiştir. Bu zatlar nefislerini cihad için hapsetmiş, bütün seriyyelerde bulun muşlardı. Vakitlerini ibâdete, dinî hükümleri öğrenmeye hasreylemiş bulunuyorlardı. İşte bu zatların vasıfları şöylece beyan buyuruluyor: Ey müminler!. Vereceğiniz sadakaları asıl (o fakirlere) o suffe ashabına veriniz (ki) onlar (Allah yolunda) cihad uğrunda, ibâdet ve itaat hususunda nefislerini hapsetmiş (kapanmış kalmışlardır). Ticaret için, nafakalarını tedarik için (yer yüzünde dolaşmaya kadir olamazlar.) Onların oraya buraya koşmalarına dinî meşguliyetleri veya kudretsiz durumda olmaları müsaade etmemektedir. (Onları bilmeyen) onların hallerine vâkıf olmayan bir şahıs (istemekten) ihtiyaçlarını arzederek ondan bundan bir şey dilenmekten (çekindikleri) böyle bir şeye tenezzül etmeyip hallerine kanaat ettikleri (için onları zengin kimseler sanarlar.) Fakat ey muhat ab!. (Sen) dikkat edince (onları yüzlerinden) ne kadar iffetli, kanaatkar, ihtiyaçsız zatlar olduğunu (tanırsın.) Bir takım alâmetlerden dolayı onların o yüksek hallerini anlarsınız. (Onlar) ne kadar ihtiyaç içinde bulunsalar da yine (İnsanlardan yüzsüzlükle bir şey istemezler.) Onlar asla dilencilikte bulunmazlar. (Ve) Ey müslümanlar!. (Siz hayırdan) maldan ne harcarsanız, insanlık âlemine maddî ve manevî ne gibi yardımlarda bulunursanız (her ne infak ederseniz, şüphe yok ki Allah Teâlâ onu tamamen bilir.) Onun mükâfatını ihsan buyurur. Artık böyle neticesi sadece hayır olan fedakârlıklardan çekinmeyiniz, elden gelen hayır ve yardımlara çalışınız. Halleri ve sırları bilen Yüce Allah'ımızın sonsuz l üt utlarına aday olunuz.

KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014