2-Bakara Suresi 30. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Yâd et o zamanı ki, Rabbin meleklere «Ben yeryüzünde muhakkak bir halife kılacağım» diye buyurmuştu. Melekler de, «Yeryüzünde fesad çıkaracak, kanlar dökecek kimseyi mi yaratacaksın? Bizler ise Sana hamd ile tesbih eder, Seni takdîs eyleriz» demişlerdi. «Şüphe yok ki sizin bilmeyeceğiniz şeyleri Ben bilirim,» diye buyurmuştur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Hatırla o zamanı ki. Rabbin meleklere: "Ben yer yüzünde muhakkak bir halife kılacağım" diye buyurmuştu. Melekler de: "Yer yüzünde fesat çıkaracak, kanlar dökecek kimseyi mi yaratacaksın, bizler ise sana, hamd ile teşbih eder, seni takdis eyleriz." demişlerdi. Allahü Teâlâ da: "Şüphe yok ki sizin bilemiyeceğiniz şeyleri ben bilirim." diye buyurmuştur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, Cenâb-ı Allah'ın yer yüzünde bir halife yaratacağını meleklere bildirmiş olduğunu, meleklerin de bu yaradılıştaki hikmeti anlayamadıkları için bunu sual ettiklerini beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Rasûlüm! (Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere) hitaben (ben yer yüzünde muhakkak bir halife kılacağım) yerin imarına, idaresine, zürriyetinin yer yüzünde yayılmasına, onu memur edeceğim (diye buyurmuştu. Melekler de) bu husustaki ilâhî iradenin hikmetini idrâk edemedikleri için bunu anlamak istemişler, Yarabbi! Sen (yer yüzünde fesat çıkaracak) isyanlar yüzünden fenalıklara sebebiyet verecek ve (kanlar dökecek) birbirini öldürecek (kimseyi mi yaratacaksın) bu kabiliyette olan insan türünü mü vücude getireceksin?.. Ey Allah'ım! Bunun hikmeti nedir? (Biz ise sana hamd ile teşbih eder) subhanallah ve bihamdih deriz. (Seni takdis eyleriz) 11 ah lığına lâik olmayan şeylerden seni uzak tutarız. Artık hikmet nedir ki bizim gibi masum bir zümre varken, isyan edecek bir zümreyi halife kılıyorsunuz? (demişlerdi.) Bunlar böyle demekle Allah'ın iradesine haşa itiraz değil belki onun yalnız ne gibi hikmet ve menfaate
dayandığını anlamak istemişlerdi. (Allah Teâlâ da) melekleri aydınlatma, her iradesinde bir nice faydaların, hikmetlerin var olduğuna işaret için (şüphe yok ki sizin bilemiyeceğiniz şeyleri ben bilirim "diye byurmuştur".) Öyle bir nev'i mahlûku vücude getirmekte de nice faydalar vardır. Onların âsileri olacak ise de itaatkâr olanları da bulunacaktır. Allah'ın dinini yayamaya, insanlığı aydınlatmaya çalışacak ne yüce şahsiyete sahip zatlar da ortaya çıkacaktır. Artık ey melekler! Siz her şeyin hikmetini bilemezsiniz. Her şeyin hikmetini, faydasını, zararını hakkıyla bilmek zatı uluhiyetime mahsustur, bunu böyle biliniz.
Melekler, Adem oğularının yer yüzünde fesat çıkaracaklarını, kan dökeceklerini, onların yaratılmasından önce nasıl bilmiş idiler? Buna cevaben denilebilir ki, Cenâb-ı Hak geleceğe ait bütün hadiseleri levhi mahfuzda yazmış olduğundan melekler bu levhaya bakmakla bu bilgileri edinmişlerdi. Veyahut bunu başka bir yolla meydana gelmeden önce öğrenmişlerdi.
§ Melâike, melek kelimesinin çoğuludur. Melekler bir takım mübarek, günahlardan uzak maddî yönden yiyip içmeğe ihtiyacı olmayan ibâdet ve itaatle meşgul olan muhtelif şekillere girebilen, lâtif varlıklardır. Bunların mahiyetlerini Cenâb-ı Hak bilir. Bunlar latif cisimlerdendirler. Ruhlar gibi, veyahut birer soyut cevherdirler. Bunların birçok nevileri vardır. Bir kısmı peygamberlere Cenâb-ı Hakkın emirlerini, kitaplarını getirip tebliğ etmeye memur bulunmuştur. Cibril Aleyhisselam gibi. Meleklerin varlığına bütün din mensupları ve bütün eski felsefeciler inanmışlardır.
§ Halife: Başkasının yerine geçen, onun makamına kaim, onun bâzı hususlarda vekili olan kimse demektir. Çoğulu Hülefadır. Bu âyeti kerimedeki halifeden murat Adem Aleyhisselamdır. Kendi evlât ve torunlarına Al I ah ü Teâlâ'nın emirlerini, yasaklarını Cenâb-ı Hak adına vekâleten tebliğe memur bulunmuştur.
§ Teşbih: Subhanallah diyerek Hak Teâlâyı yüceltmek ve O'nu noksan sıfatlardan uzak tutmak, yani onun bütün noksanlardan beri olduğunu itiraf etmektir.
§ Takdisde: Mukaddes saymak, mübarek tutmak, hamd ve övgüde bulunmak, layık olmayan bir şeyden uzak tutmaktır.
|