2-Bakara Suresi 247. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve onlara peygamberleri dedi ki: «İşte Allah Teâlâ size hükümdar olmak üzere Tâlut´u gönderdi.» Dediler ki: «Bizim üzerimize onun hükümdar olması nasıl olabilir? Halbuki, biz mülke ondan daha haklıyız. Kendisine malca da bir genişlik verilmiş değildir.» Peygamberleri de dedi ki: «Şüphesiz Allah Teâlâ onu sizin üzerinize intihap etmiştir ve ona ilim ve cisim itibariyle de bir ziyâde vüs´at vermiştir. Ve Hak Teâlâ mülkünü dilediğine verir. Ve Allah-ü Azîmüşşan vâsidir ve alîmdir.» |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve onlara Peygamberleri dedi ki: İşte Allah Teâlâ size hükümdar olmak üzere Talütu gönderdi, dediler ki: Bizim üzerimize onun hükümdar olması nasıl olabilir? Halbuki, biz mülke ondan daha haklıyız. Kendisine malca da bir genişlik verilmiş değildir. Peygamberleri de dedi ki: Şüphesiz Allah Teâlâ onu sizin üzerinize seçmiştir. Ve ona ilim ve cisim itibariyle de bir fazla genişlik vermiştir. Ve Hak T e al â mülkünü dilediğine verir. Ve Yüce Allah h erseyi kuşatıcıdır ve bilicidir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, Malikiyet ve hâkimiyete kimlerin lâyık olup olmadıklarına işaret etmektedir. Şöyle ki: (Ve onlara) o İsrail Oğullarından olan cemaate (Peygamberleri) olan işmuil aleyhisselâm veya diğer bir Peygamber (dedi ki) siz düşman ile savaşmak için bir kumandan istiyorsunuz (işte Allah Teâlâ size hükümdar) reis, kumandan (olmak üzere Talütu gönderdi) onunla beraber savaşta bulununuz. (Dediler ki: Bizim) nesebce, servetçe, ailece mevkiimiz yüksektir. Artık bizim (üzerimize onun) bir fakir, nesebce düşkün olan T al üt un (hükümdar olması nasıl olabilir?) Mülkün idaresi ona nasıl verilebilir? (Halbuki, biz) sahip olduğumuz vasıflar itibariyle (mülke ondan daha haklıyız) o bizim gibi bir peygamber veya bir hükümdar sülâlesinden değildir. (Kendisine malca da bir genişlik verilmiş değildir.) Bu kendini beğenmiş cemaate hitaben (peygamberleri de dedi ki: Şüphesiz Allah Teâlâ onu sizin üzerinize seçmiştir.) Elbette bu seçimi bir hikmet ve menfaat icabıdır. Buna kim itiraz edebilir? (Ve) maamafih (ona) Talütu (ilim ve cisimce de bir fazla genişlik vermiştir.) Mülkün nizamını tanzim, siyaseti güzelce idare için ilim lâzımdır. Düşmana karşı koymak için beden kuvveti, ruh üstünlüğü lâzımdır. Bu özellikler ise Talütda mevcuttur. Bu hususta yalnızca bir neseb ve maddî ve bir servet kâfi değildir. (Ve) maamafih bütün bu kâinat Allah indir, artık (Allah Teâlâ mülkünü dilediğine verir) buna kimse mâni olamaz. Buna itiraza kimse selâhiyetli değildir. (Ve Allah Teâlâ herşeyi kuşatıcıdır) onun lütfü ve ihsanı pek geniştir, dilediğine fazla nimet, fazla selâhiyet verir. (Ve) o Yüce Yaratıcısı (bilicidir) herşeyin mahiyetini, liyakatini, mülke lâyık olup olmadığını bilir ve ona göre ilâhî iradesi tecelli eder. Bizler her hadisenin iç yüzünü, meydana geliş hikmetini bilemeyiz, bizim için Allah'ın takdirine teslimiyetten başka kurtuluş çaresi yoktur.
|