2-Bakara Suresi 126. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Şunu da zikret ki İbrahim, «Yarabbi! Burasını bir emîn belde kıl, ahalisini, Allah´a ve ahiret gününe imân etmiş olanları da semerelerden merzûk buyur» demişti. Allah Teâlâ da, «Kâfir olanı da az bir müddet müstefîd ederim, sonra da onu ateş azabına muzdar kılarım. Ne fena bir gidiş!» diye buyurmuştu. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Sunuda zikret ki: İbrahim, Rabbim! Burasını bir emin belde kıl, ahalisini Allah'a ve âh i ret gününe îman etmiş olanları da meyvelerden rızıklandır, demiştir. Allah Teâlâ da: Kâfir olanı da az bir müddet faydalandırırım, sonra da onu ateş azabına girmeye mecbur kılarım. Ne fena bir gidiş!., diye buyurmuştur. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime Hz. İbrahim'in Mekke ve Mekke halkı hakkındaki bir niyazını Cenâb-ı Hakkın da o niyazı ne şekilde kabul buyurduğunu beyan etmektedir. Şöyle ki: Ey müslüman zat!.. (Şunu da zikret) güzel bir saygı ile an (ki: İbrahim) Aleyhisselâm, muhterem eşini ve oğlu Hz. İsmail'i alıp Mekke-i Mükerreme vadisine götürmüş, orada yerleştirmişti. Orası ise kuru, çıplak bir vadi idi. Binaenaleyh bunların ve diğer ehli imanın burada tam bir emniyet ile ve bol bir maişet ile yaşayabilmeleri için dua ederek: (Rabbim! Burasını bir emin belde kıl) burasını bir takım kabîlelerin, yabancıların tecavüzlerinden koru. Bunun (ahalisini) yani onlardan (Allah'a ve âhiret gününe İman etmiş olanları da meyvelerden) her türlü mahsulâtından (rızıklandır, demişti.) Böyle bir niyaz ve temennide bulunmuştu. (Allah Teâlâ da: Kâfir olanı dahi az bir müddet yararlandırırım.) Yani: Ona da dünyada bulundukça rızık veririm. Fakat (Sonrada onu ateş azabına) cehennem ateşine (müzdar kılarım) oraya atmağa mecbur ederim. Bu (ne fena bir gidiş! Diye buyurmuştu.)
Burada bir işaret vardır ki, bu dünyada müşrikler de maddî şeylerden rızıklanıp, yararlanacaklardır. Bu da onların haklarında ilâhî azabın daha fazla meydana gelmesine sebep olacaktır. Çünki onlara denilecektir ki: Siz dünyada bulundukça o kadar nimetlere nail olduğunuz halde o nimetleri size ihsan buyuran yüce Yaratıcıyı, o Kerem sahibi rızık vereni düşünüp ona niçin İman etmediniz? Artık sizler o nankörlüğünüzün cezası olarak bu kıyamet gününde cehennem azabına ebedî olarak mâruz olacaksınızdır. Ne fena bir sonuç!
|