2-Bakara Suresi 113. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve Yahudiler dedi ki: «Nasranîler hiçbir şey üzere değildir.» Ve Nasrânîler de dedi ki: «Yahudiler hiçbir şey üzere değildir.» Halbuki onlar kitabı okurlar. Bilmeyen kimseler de onların sözleri gibi söylediler. Allah Teâlâ ise bu ihtilaf ettikleri şeyler hakkında yarın Kıyamet günü aralarında hükmedecektir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve Yahudiler dedi ki: Hıristiyanlar hiç bir şey üzere değildir. Ve Hıristiyanlar da dedi ki: Yahudiler hiç bir şey üzere değildir. Halbuki onlar kitabı okurlar. Bilmeyen kimseler de onların sözleri gibi söylediler. Allah T e âlâ ise bu ihtilâf ettikleri şeyler hakkında yarın kıyamet günü aralarında hükmedecektir. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Bu âyeti kerime, müslüman olmayan milletlerin bir birine karşı olan kötü kanaatlerini göstermektedir. Şöyle ki, Necran Hıristiyan I arın d an bir taife elçi olarak Hz. Peygamber'in huzuruna gelince Yahudi âlimleri de gelmişlerdi. Bu iki taife arasında münakaşalar oldu. Biri birinin dini ile alay etti. (Ve Yahudiler dedi ki: Hıristiyanlar hiçbir şey üzere değildir.) Onların din adına dayanacakları bir şey yoktur. (Ve Hıristiyanlar da dedi ki: Yahudiler hiçbir şey üzere değildir.) Onların istinad dayanacakları bir esas yoktur. O iki taife biri birinin kitabını, peygamberini inkâr eylediler. (Halbuki onlar) o iki taife (kitabı okurlar). Yahudilerin okudukları Tevrat'ta, eski ahitte Hz. İsa'yı, onun bir peygamber olarak dünyaya geleceğini tasdik vardır. Hırısityanların okudukları İncil'de de Hz. Musa'yı tasdik vardır. Artık böyle mutlak inkâr lâyık mıdır?.. İşte… (Bilmeyen) cahil putperest, ilâhi dinlerden habersiz (kimseler de onların sözleri gibi söylerler.) Yani onlar da öyle peygamberleri, kitapları inkâr ederler. (Allah Teâlâ ise) o taifelerin (bu ihtilâf ettikleri şeyler hakkında yarın kıyamet günü aralarında hükmedecektir.) Bu ihtilâflarının batıl olduğunu kendilerine gösterecek, onları lâik oldukları azaba kavuşturacaktır.
§ Artık müslümanlar ile diğer kavimler arasındaki farkı düşünmeli. Bir müslüman; bu kainatın Yüce Yaratıcısını tasdik eder, birliğine inanır, saygıda bulunur. Bütün peygamberleri, bütün semavi kitapları tasdik eder, bu cümleden olarak Hz. Musa ile asıl Tevrat'ı ve Hz. İsa ile asıl incil'i bilip tasdikte bulunur. Ve bütün insanlık arasında bir din kardeşliğinin, bir muhabbet ve dayanılmanın bulunmasını arzu eder.
Museviler ise hem Hz. Isa ile incil'i, hem de son peygamber Hz. Muhammed ile Kur'ân'ı Kerim'i inkâr ederler, kendi ırklarından başkası hakkında asla iyi niyette bulunmazlar. Hıristiyanlar ise hem Peygamber Efendimizle Kur'ân'ı Azimi inkâr ederler, hem de Hz. Musa ile Tevrat'a karşı hürmetsizlik gösterirler. Daha ileri giderek Hz. Isa gibi yarat ilmi; muhterem bir kimseyi Allah Teâlâ'nın oğlu tanıyarak ona tapınmakta bulunurlar.
Bütün dinleri inkâr edenler ise pek cahilce bir halde yaşamaktadırlar. Bunlar için de yaşadıkları bu kâinatın azametini, yaratılışındaki hikmeti, kendi hayatlarındaki gayeyi İdrakten âciz, nefislerine mağlûp birer şaşkın kimselerden başka değildirler.
Şimdi düşünelim: Bir mûsevî müslüman olsa ne kaybedecektir. Hem evvelce kendisine mensup olduğunu iddia ettiği Hz. Musa'yı, hem de asıl Tevrat'ı yine tasdik edecek, hem de Hz. İsa'yı ve incil'i inkâr etmeyecek, hem de son peygamber Hz. Muhammed ile ona nazil olmuş olan Kur'ân'ı Kerîme İman etmiş olarak hidâyete erecektir. Bir isevî de müslüman olunca hem Hz. İsa'nın büyük bir peygamber olduğunu ve ona verilmiş olan asıl incil'i ve Hz. Musa ile asıl Tevrat'ı yine tasdik edecek, hem de bunları tasdik eden son peygamber Hz. Muhammed'e ve onun ebedî bir mucizesi olan kitabına İman ederek ebedî saadete nail olacaktır.
Bütün dinleri inkâr eden bir şahsa gelince, bu da aklını başına toplayarak bu kâinattaki harikalar! Güzelce düşünse, beşeriyete en yüce bir ahlâk ve fazilet, bir adalet ve eşitlik dersi vermiş olsa İslâmiyet! Düşünse; şüphe yok ki yeni bir hayat bulacak, ebedî ve nuranî bir istikbâle aday olacak, bir çok ahlâkî güzellikleri bulunacaktır.
Artık düşünelim! Bütün insanlık için İslâmiyetî kabulden başka bir selâmet ve saadet, bir ittifak ve birlik yolu var mıdır? Elbette ki yoktur. Ne mutlu bu hakikati idrak ederek Islâmiyete sığınanlara!..
|