28-Kasas Suresi 59. Ayeti Kerime Mealleri ve Tefsiri
Ö. NASUHİ BİLMEN MEALLERİ VE TEFSİRİ : 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Ö NASUHİ BİLMEN MEALİ: |
Ve Rabbin kasabaları ihlâk eder olmadı, onların ana merkezlerine bir peygamber gönderip de onlara âyetlerimizi tilâvet eder oluncaya değin ve Biz ahalisi zalimler olan kasabalardan başkasını helâk edici olmadık. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİR MEALİ: |
Ve Rabbim memleketleri helak edici olmadı; onların ana merkezlerine bir Peygamber gönderip de onlara âyetlerimizi okumadıkça ve biz ahalisi zalim olan kasabalardan başkasını helak edici olmadık. |
Ö NASUHİ BİLMEN TEFSİRİ: 'Kur'anı Kerimin Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri' |
Evet.. Ey Yüce Peygamberi. (Ve Rabbin memleketleri helak edici olmadı) Onların ahalisini bir takım musibetlere, felâketlere mâruz bırakmadı (onların ana merkezlerine bir Peygamber gönderip de onlara âyetlerimizi okumadıkça) evet.. Allah'ın merhametinin eseri olarak Peygamber Efendimize kadar her milleti ilâhi dine davet eden, onları teşvik eden ve korkutan bir Peygamber gönderilmiştir. 0 Peygamberler, ümmetlerine ait beldelerin en büyüğünde en şereflisinde Peygamberlik vazifesini yerine getirmeye başlamış etrafını aydınlatmaya çalışmış, ümmetlerine lâzım gelen hükümleri öğretmiş ve telkin buyurmuşlardır. İşte Son Peygamber de Mekke-i Mükerreme'de, Medine-i Münevvere'de ikamet buyurarak ümmetlerine İslâm dinini tebliğe, yaymaya fevkalâde bir şekilde çalışmıştır, Kur'an-ı Kerim'in âyetleri de bütün her tarafa yayılmaya başlamıştır. Binaenaleyh hiçbir kimse, artık kendi cehaletini mazeret makamında ileri süremez. İşte öteden beri muhtelif ümmetlere Peygamberler gönderilmiş buna rağmlen onlar dinsizliklerinde ısrar edip durunca nihayet Allah'ın kahrına mâruz kalmışlardır. Evet.. Hak Teâlâ Hazretleri şöyle de buyuruyor ki: (ve biz ahalisi zalim olan kasabalardan başkasını helak edici olmadık) Fakat ahalisi yine Peygamberlerini inkâr, küfürlerinde ısrar ettikleri için helake uğramışlardır, harap olan yurtları da kendilerinden sonra gelen milletlere karşı birer ibret manzarası teşkil etmekte bulunmuştur. "Üm" valide, asi demektir. "Ümmülkurâ" da beldelerin merkezi, en büyüğü, en mühimi manasınadır.
|